Scroll Top

BM İngiltere’yi terörle mücadele yasası nedeniyle eleştirdi

ingiltere-de-terorle-mucadele-calismalari-8670005_x_2443_o

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından açıklanan yeni bir rapora göre, ‘Prevent’ olarak da bilinen İngiliz terörle mücadele stratejsi, özünde kusurlu ve ülkenin çok önemli yardım kuruluş ve sendikalarını polis taktikleri ve terörle mücadele kanunların insafına bırakıyor.

İngiliz hükümeti Prevent stratejisinin amacını radikalleşme tehdidine açık olan bireyleri korumak olarak açıklıyor. Strateji büyük ölçüde ülkedeki dini ve etnik azınlıkların liderlerinden gelecek istihbarati bilgilere dayanıyor.

2003 yılında  başlatılan ve 2005 Londra bombalamaları sonrası önemli oranda kapsamı genişletilen stratejinin varlığı uzun yıllar boyunca İngiliz hükümetleri tarafından kabul edilmedi.

Guardian gazetesinin geçen sene yayınladığı bir habere göre stratejinin en önemli bileşenlerinden biri genç İngiliz Müslüman nüfus arasında onların davranış ve düşüncelerini etkileyecek şekilde dolaylı bir propaganda kampanyası yürütmekti.

Nisan ayı sonuna kadar Birleşmiş Millletler Özel Raportörü olarak görev yapan Maina Kiai tarafından yazılan raporun Başbakan Theresa May’in kazanması beklenen genel seçimlerin hemen öncesinde yayınlanması dikkat çekici oldu. Çünkü rapor May’in içişleri bakanlığı yaptığı 2010-2016 arası dönemde yürürlüğe konan bir çok uygulamayı da içeriyor.

Raporda mevcut anti-terör stratejisinin amaçlanan sonuçların tam tersini doğurarak, Müslüman gençleri yaşadıkları topluma yabancılaştırdığını ileri sürüldü. Rapora göre strateji, aşırılıkçılıklığı engelleyemediği gibi aksine onu güçlendirdi.

Rapor ayrıca İngiliz hükümetinin Kasım 2016 yılında çıkardığı Soruşturma Yasası da eleştirildi. Rapora göre yasa sivil toplum kuruşlarının, barışcıl gösterilerin organizatör ve katılımcılarının ve temel haklarını kullanmak isteyen başka bir çok bireyin yasal eylemlerine gölge düşürüyor.

İngiliz hükümetinin anti-terör stratejisi daha önce de insan hakları kuruluşları tarafından genç Müslümanların temel haklarını ihlal ettiği ve potansiyel olarak tersi sonuçlar doğuracağı argümanlarıyla ağır bir biçimde eleştirilmişti.

Benzer gönderiler