Scroll Top

15 Temmuz neden farklı?

15 temmuz demokrasi zaferi

15 Temmuz tarihteki diğer darbelerin yanına yazılmak isteniyorken, tarihe “milletin zaferi” olarak kazındı. 15 Temmuz darbe teşebbüsünü tarihteki diğer darbelerden ayıran çok büyük bir fark vardı ki şüphesiz bu “direniş” kelimesiyle kısaca özetlenebilir. Türkiye, cumhuriyet öncesi ve sonrası tarihlerde darbelere çokça tanık olmuş bir ülke. Cumhuriyet tarihinin ilk darbesi 27 Mayıs 1960 tarihinde Adnan Menderes’e karşı yapıldı. 27 Mayıs ihtilali, beraberinde idam ve çok sayıda tutuklama cezasını getirdi. 1971’deki 12 Mart Muhtırası ile askeri güç seçilmiş hükümeti istifaya zorladı. 12 Eylül 1980 darbesi de yüzbinlerce kişinin tutuklanması, yüzlercesinin ölümü ve tarihimizde kara bir leke olarak kalacak işkence olaylarıyla sonuçlandı. Hem demokrasiyi hem milli iradeyi ezip geçen bu darbeler zamanında, halkın tavrı net bir karşı koyuş olamadı. Darbeciler, caddelerden geçen askeri tanklar vatandaşlar tarafından alkışlandı. 15 Temmuz ise Türk milleti için büyük bir milattı.

Darbelerin önlenemez gücü

1960 Darbesi’nin ardından dönemin başbakanı Adnan Menderes’in düzmece bir mahkeme tarafından verilen kararla idam edilmesi vatandaşın hafızasında derin bir iz bıraktı. İstifaya zorlanan Demirel de askerler tarafından aşağılanma ve hırpalanmaya maruz bırakılmıştı. Aslında darbeler, peşinden onlarca yıl göz yaşı getiriyordu. Ancak siyasi figürlere benzer olarak toplum da bir baskının etkisinde ve öğrenilmiş çaresizlik içindeydi. Darbeye karşı olan kesim sessiz kalırken bazı gruplar da manevi olarak darbeyi destekledi. Bu değişmez bir gerçekti, darbeye karşı çıkılamaz ve darbeler önlenemezdi.

15 Temmuz darbe “teşebbüsü”

15 Temmuz’da yapılması planlanan darbe; milli iradeyi, vatandaşın oy kullanarak seçtiği cumhurbaşkanını yok sayıyordu. Yani birçok şeyle birlikte demokrasiyi de öldürmeyi planlıyordu. Gelgelelim 15 Temmuz, değişmez sanılan kuralların değiştiği gece oldu. Yıllarca darbelerden acı çekmiş toplum bu kez bir darbenin gelmekte olduğunu gördüğü anda sokağa çıktı. Bir lider olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın darbeye karşı dik duruşu ve direnişi de vatandaşlara yansıdı. “Bu sefer olmaz!” diyen halk ellerinde Türk bayrağıyla meydanlara akın etti. Kadınıyla erkeğiyle, yaşlısıyla genciyle, her ideolojiden milyonlarca insan demokrasiyi koruma ve vatana sahip çıkma arzusuyla darbecilerin karşısına dikildi. “Asker kışlaya” sloganları atan silahsız halk; tanklara helikopterlere, ağır ateşli silahlara, uçaklara göğsünü siper etti. Karanlık gece aydınlık yarına uyandığında; en güçlü en kanlı darbe teşebbüsü olan 15 Temmuz, kahraman vatandaşlarla ilk başarısız darbe oldu.

Askeri vesayet, yıllardır demokrasinin baş rolü olan halkı etkisiz eleman yapmaya alışmıştı. Ancak bu defa Türk milleti iradesine sahip çıktı ve tabuları yıkarak tüm dünyaya darbenin önlenebileceğini gösterdi. Böylece Türk demokrasisi acımasız bir darbe kalkışmasını bastırmış bir demokrasi olma özelliğini kazandı. Yüzlerce şehit, binlerce gazi, milyonlarca kahraman; Türkiye bu kez ne iradesini ne de şehit kanıyla sulanmış bayrağını sahipsiz bıraktı.

Benzer gönderiler