Scroll Top

Kim daha çevreci?

Avrupa’nın “çevrecilik” adı altında aldığı kararlar yaşanan krizle rafa kalktı.

Çevreci politikalar rafa kalktı

Konu çevreci adımlar olunca Avrupa ayrı bir duyarlılığa bürünüyor sanıyoruz. Yüzyıllar boyunca Avrupa’daki sanayinin lokomotifi olan kömürün birçok sanayileşmiş Avrupa ülkesinde sera gazlarının etkisini düşürmek için kullanımının azaltılmasına karar verilmişti. Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere birçok ülke kömür üretiminden artık vazgeçecekti. Tabii Rusya-Ukrayna krizine kadar.

Çevreci Almanya kömüre dönüyor

Yeşil politikalarıyla çevreci görünenlerin başında Almanya vardı. Almanya, Rusya’dan gaz arzının kısılması üzerine kömür yakıtlı santrallerde daha fazla üretim yapma ve kapatılan bazı santralların yeniden devreye alınmasına kararı verdi. Bunun yanında gaz kullanımını azaltan sanayi şirketlerine teşvik ödemesi yapılan bir mekanizma da hayata geçirilecek.

Bunların yanında Avrupa Parlamentosu, Türkiye ile müzakerelerin askıya alınmasını öneren raporda, Akkuyu Nükleer Enerji Santrali projesinden vazgeçilmesini de talep etmişti. Çünkü sadece Türkiye için değil tüm Akdeniz’e karşı bir tehlike olarak görülüyordu. Türkiye’nin bir enerji merkezi haline gelmesi, özellikle de yenilenebilir enerjide ön plana çıkması engellenmek isteniyordu. Türkiye ise tüm bunlara rağmen inandığı yolda çalışmaya devam etti.

Türkiye yenilenebilir enerjide neler yaptı?

Tüm bunlara rağmen Türkiye, çevrecilik kavramının arkasına saklanmadan gerçekten çevreye dost yatırım hamleleri yaptı. Dünyada üretilen enerjinin %22’si yenilenebilir iken Türkiye’de bu oran %29. Türkiye’de geçen yıl devreye alınan elektrik üretim kapasitesinin yüzde 97’sini yenilenebilir enerji santralleri oluşturdu. Türkiye yenilenebilir enerji alanında birçok OECD üyesinden iyi durumda, dünyada 12. sırada Avrupa’da ise 6. sırada.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de geçen yıl 3 bin 446 megavat lisanslı elektrik üretim kapasitesi devreye alındı. Rüzgar santralleri 1772 megavatla bu kapasitenin yüzde 51,5’ini oluşturdu, güneş enerjisi ise 498 megavatla yüzde 14,5’ini oluşturdu. Geçen yıl devreye alınan lisanslı elektrik üretim kapasitesinde biyokütle, atık ısı ve jeotermal santrallerin payı yüzde 16,6 olurken, hidroelektrik santrallerinin payı yüzde 14,5 olarak hesaplandı. Geçen yıl toplam kurulu gücün yüzde 53,7’sini yenilenebilir enerji oluşturdu.

Yani Avrupa’nın “çevrecilik” adı altında aldığı kararlar yaşanan krizle rafa kalktı. Çevrecilikleri yaşadıkları krize kadarmış. Gaz kesintileri ile bir anda çevre korumacılığını unutup hedefini değiştirdi. Oysa Türkiye tüm engellemelere rağmen aldığı kararlarda emin adımlarla ilerledi. Türkiye’nin atılımları dünyada büyük ilgiyle karşılandı. Çevre düşmanı ilan edilen ülke, çevrecilikte örnek ülke olarak çığır açtı.

Benzer gönderiler