Yunanistan son günlerde Türk kamuoyunun gündemine tekrardan geldi. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun açıklamaları neden yapıldı? Bu sorunun cevabını aramak için biraz geriye gitmek gerekiyor. Mart 2018’de sitemizde yayınladığımız “ABD ve NATO subaylarından Batı Trakya ziyareti” başlıklı haber, Yunanistan ile Türkiye ilişkilerinin her geçen gün gerileceğinin bir işaretiydi. Yunanistan Türkiye sınırına 50 km mesafedeki Dedeağaç’ta büyük bir ABD askeri üssü kurulmasını istiyordu. Aradan geçen 4 yılda Yunanistan, ABD ordusunun korumasını almak için ülkedeki bütün askeri üsleri adeta peşkeş çekti. Karşılığında istediği iki şey vardı, birincisi EastMed Projesine ABD desteği, bir diğeri de Türkiye’nin savaş ilanında ABD’nin tarafsız kalmaması. Yunanistan’ın kendince haklı sebepleri vardı, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası kendisine sığınan FETÖ’cü hainlerin verdiği sırlar. Başta Yunanistan’da askeri ateşe olan Halis Tunç olmak üzere firar eden tüm FETÖ’cüler Türkiye’ye dair bildikleri ne kadar sır varsa hepsini verdiler. İçlerinde en tehlikelisi Halis Tunç’un verdiği sırlardı çünkü Türkiye’nin olası Yunanistan harekat planını vermişti. Türk ordusunun adalardan saldıracağını düşünen Yunanistan, Batı Trakya’dan hızlıca saldırmayı planladığımızı öğrendiğinde şok geçirmişti. Bu yıllardır kurdukları savunma planlarının boşa gitmesi demekti.
Yunanistan son günlerde neden agresif?
Oysa Yunanistan’ın Türkiye nefreti kendi varoluşunu açıklayan en önemli sebep. “Derin okyanus, işte böyle uğuldasın isterdim. Ve dalgasında boğulsun, her Türk tohumu. Neden muharebeye yavaşladı bir an? Neden azaldı dökülen kan? Hem palaskalar, hem kılıçlar… Etrafa saçılmış beyinlere… Baştanbaşa yarılmış kafataslarına… Kımıl kımıl oynayan iç organlarına bulanmış… Ve Allah diye bağırıyorlardı, Allah! Fakat Hristiyanların dudakları daha doğruydu Ateş diye bağırıyorlardı ateş!” Yer altı edebiyatının korkutucu bir örneği değil bu cümleler. Yunanistan’ın 158 kıtalı uzun milli marşından bir bölüm. Başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu olmak üzere devlet yetkililerinin ardı ardına uyardığı Yunanistan’ın neden barış ihtimalinden bile keyif almadığını anlatıyor.
Afganistan’da kalkan ABD uçağı
Yunanistan bugün varlık sebebi olarak Türkiye düşmanlığını koyan, dahası bu düşmanlığı ülkesinin kurucu unsuru haline getirmiş bir ülke. Bu neden iktidarda kimin olduğu hiç fark etmiyor. Solcu, sağcı, aşırı solcu, aşırı sağcı, liberal, liberal solcu, milliyetçi, muhafazakar… Siyasi yelpazenin neresinde durursa dursun Yunan iktidar erki günün sonunda Türkiye düşmanlığını, Türkiye ile savaşmayı birinci gündem olarak önüne koyuyor. Bu nedenle Türkiye’den gelen her türlü işbirliği ve uzlaşı çabasını umursamadan bir kenara atabiliyor. Bu düşmanlığın son örneğini mevcut Yunan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’te görmek mümkün. Babası da eski Yunan Başbakanı olan Miçotakis makamına oturur oturmaz Türkiye ile gerilim politikasına geçti. ABD tarafından himaye edilen EastMed boru hattı inşaatına bir an önce başlamak isteyen Miçotakis, Fransa, Almanya, İsrail ve ABD’den aldığı milyarlarca dolarlık silah, yapılan ortak tatbikatlar ile kendisini sağlama almaya çalıştı. Bununla da yetinmeyen Yunan Başbakanı, ABD’ye ülkesinde üsler vererek ülkesini adeta ABD’ye peşkeş çekti. Miçotakis şimdilerde ülkesini ateşe atacak son hamleye hazırlanıyor. Türkiye’nin savaş sebebi olarak kabul ettiği deniz kıta sahanlığını 12 mile çıkarmak. Yunanistan bu hamleyi de yaparsa yarım kalmış bir hesaplaşma nihayete erecek. Miçotakis’in yanılgısı ABD’nin kendilerini her şartta savunacağını düşünmek. En son bu düşünceye sahip olanların halini Afganistan’da ABD uçağına atlamaya çalışırlarken görmüştük…
Orhan Aydın
