Kızı sosyal medyada paylaştı

Eski istihbaratçı Enver Altaylı’nın kızı ve avukatı Dilara Yılmaz, sosyal medya hesabından tutuklamaya ilişkin açıklamada bulundu. Yılmaz, FETÖ’cü Enver Altaylı hakkında şunları kaydetti:

“19 Ağustos 2022’de müvekkilim/babam Enver Altaylı savcılık ifadesi için adliyeye götürüldü. 79 yaşında ve yüksek tansiyon hastası babam 1-2 saat adliyede tutuldu. Babama yaşatılanlar nedeniyle günün sonunda insanlık ve hukukumuzun geldiği durum adına hicap ettim. Sorgunun ardından savcı, zaten tutuklu olan babamı tutukluluk talebiyle sulh ceza hakimliğine sevk etti. Babam 3. Sulh Ceza Hakimliğinde savunmasına başladı. 1 dakika sonra hâkim, 79 yaşındaki babama bağırarak savunma yapmasına engel oldu. Bunun üzerine zaten rahatsızlığı bulunan babam yüksek tansiyon sebebiyle bayılarak yere düştü. Tutuklanmasına ilişkin kararı ise, en baştan verilmiş olan bir kararın tarafımıza sergilenmesinden başka bir şey değildi.”

FETÖ’cü Enver Altaylı talimatı suikast hücresine iletti

Savcılık, Necip Hablemioğlu suikastının talimatını veren Mustafa Özcan’a bu süreçte FETÖ’den tutuklu eski istihbaratçı Enver Altaylı’nın yardımcı olduğunu tespit etmişti. FETÖ’cü Enver Altaylı ayrıca Özcan’ın verdiği cinayet talimatını 6 kişilik suikast hücresine iletti. Bu süreçte ise şoförü Nizamettin Afşar da kendisine yardım etti. Afşar, Aydın Köstem aracılığıyla Özel Kuvvetler Komutanlığı ile irtibatlandı. Köstem, bu vasıtayla Nuri Gökhan Bozkır ile bir araya geldi. Bozkır, aynı zamanda cinayet sırasında bölgede olan Mehmet Narin, İrfan Birkan ve Birol Ercan ile de irtibat kurmuştu.

Necip Hablemitoğlu suikastına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında 2016 yılında, eski Sağlık Bakanı Halil Şıvgın’ın ifadesi tanık sıfatıyla ifade vermişti. Şıvgın, FETÖ’cü Enver Altaylı hakkında şu ifadeleri kullanmıştı:

“Mustafa Özcan ile İstanbul’da Samanyolu TV’de katıldığım bir program sonrasında tanıştım. Enver Altaylı program sonrasında Mustafa Özcan ile birlikte dışarda bekliyorlardı. Altaylı, Mustafa Özcan’ı özellikle tanıştırmak için beklediklerini söyledi. Özcan kendisini tanıtırken kitap, kırtasiye gibi işlerle meşgul olduğunu söyledi. Sanırım Altaylı, Özcan’a, Hablemitoğlu’nun Fetullah Gülen ile ilgili yaptığı çalışmayı söylemiş olacak ki bana, ‘Bir doçent bununla ilgili bir çalışma yapıyor. Biz bu kişi ile nasıl görüşürüz?’ şeklinde soru sordu. Ben de, ‘Bu konuya karışmam, beni ilgilendirmez’ dedim. Görüşme sonrasında Hablemitoğlu’nu bu konuda bilgilendirdim. Altaylı, benim büroda Hablemitoğlu’nun yaptığı işlerle ilgili ‘Ivır, zıvır’ demesine rağmen Mustafa Özcan’a farklı aksettirmiş ki benden yardımcı olmamı istedi.”

KAYNAK: AYDINLIK

FETÖ’cü Enver Altaylı “Hablemitoğlu” soruşturmasında tutuklandı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Necip Hablemitoğlu suikastının talimatı FETÖ’nün iki numarasından

Necip Hablemitoğlu suikastını gerçekleştiren isimler teker teker deşifre edildi. Savcılığın araştırmasına göre, suikast talimatı Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) iki numaralı ismi Mustafa Özcan tarafından verildi. Örgütün aynı zamanda sözde Türkiye imamı olan Özcan, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen vefat ettikten sonra yerine geçecek isimler arasında yer alıyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından toplanan deliller, alınan ifadeler ve cep telefonlarına ait Historical Traffic Search (HTS) kayıtları, Özcan’ın 2002 yılında Hablemitoğlu ile görüşmeye çalıştığını gösteriyor.

Mustafa Özcan

Savcılık, Özcan’a bu süreçte FETÖ’den tutuklu eski istihbaratçı Enver Altaylı’nın yardımcı olduğunu tespit etti. Ayrıca, Altaylı Özcan’ın verdiği cinayet talimatını 6 kişilik suikast hücresine iletti. Altaylı, bu süreçte şoförü Nizamettin Afşar’dan yardım aldı. Afşar, Aydın Köstem aracılığıyla Özel Kuvvetler Komutanlığı ile irtibata geçti. Köstem, bu vasıtayla Nuri Gökhan Bozkır ile iletişime geçti. Bozkır, aynı zamanda cinayet esnasında bölgede olan Mehmet Narin, İrfan Birkan ve Birol Ercan ile de irtibatlıydı.

Beyaz Doğan sahipleri Bozkır ile irtibatlı

20 yıllık cinayetin çözülmesindeki en önemli gelişme ise, Necip Hablemitoğlu‘nun evinin yakınında iki farklı tarihte ve son olarak cinayetten bir gün önce keşif-istihbarat yapan aracın plakasının bulunmasıyla beraber maktulü takip eden kişilerin kimliklerinin tespit edilmesi oldu. Suikastın görgü tanıklarından vefat eden Nurhan Yıldırım, eski ifadesinde Hablemitoğlu’nun öldürülmeden önce gözlendiği 06 TBZ 08 plakalı beyaz Doğan S marka aracı söylemişti. Aracın ruhsat sahipleri tespit edildi. Bu kişiler, Nuri Gökhan Bozkır ile beraber altı kişilik hücrede keşif-istihbarat timinde bulunan İrfan Birkan ile Birol Ercan’dı. Yıldırım’ın tanıklığı üzerine polis tarafından “Burada ne arıyorsunuz?” şeklinde sorgulanan şüphelilerin ifade verdikten 1.5 saat sonra Bozkır’ı telefonla aradıkları belirlendi. Bozkır’ın Hablemitoğlu cinayetinden iki saat önce ağabeyinin üzerine kayıtlı olan sim kartın bulunduğu telefonunu kapattığı ve ertesi güne kadar açmadığı kaydedildi. Ayrıca Bozkır’ın, telefonu açtıktan sonra cihazına Özel Kuvvetler’den bir astsubayın sim kartını taktığı, kendi sim kartını ise bir ay boyunca kapalı tuttuğu tespit edildi.

KAYNAK: FETÖ GERÇEKLERİ

Necip Hablemitoğlu cinayetinin sır perdesi aralandı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

2017 yılında tutuklanan eski Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubu Enver Altaylı’nın yargılandığı davanın karar duruşması, 8 Kasım tarihinde görüldü. Mahkeme, sanık Altaylı’ya, “siyasi ve askeri casusluk” suçundan 13 yıl 4 ay, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan da 10 yıl hapis cezası verilmesine hükmetti. FETÖ’nün Orta Asya’daki yapılanmasında oldukça önemli olan ve örgüt ile CIA arasındaki koordinasyonun kurulmasında kilit rolü bulunan Altaylı hakkında gerekçeli karar açıklandı. Altaylı’ya “casusluk” ve “terör örgütü üyeliği” suçlarından verilen hapis cezasının gerekçeli kararında, sanığın ABD’li istihbaratçılara yazdığı e-postalar yer aldı. Devletin gizli kalması gereken bilgilerini bu elektronik postalar üzerinden paylaşan Altaylı’nın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında kendi imkanları ile bilgi topladığı ortaya çıktı.

Erdoğan hakkında istihbarat toplamış

FETÖ‘cü eski istihbaratçı Enver Altaylı hakkında, mahkeme tarafından 136 sayfa tutan gerekçeli karar açıklandı. Bu kararda, Altaylı’nın ikametinde bulunan bilgisayarlar üzerinde yapılan incelemelerde ABD’li bazı CIA ajanlarına gönderilen İngilizce e-postların Türkçe çevirileri de yer verildi. Altaylı tarafından 15 Temmuz darbe girişimi sonrası gönderilen e-postalarda; “Kendi istihbarat kaynaklarım vasıtasıyla yakın takibimde olan Erdoğan’ın…” ifadelerine ulaşıldı. E-postanın devamında, Erdoğan’ın Şangay İş birliği Örgütü ile ilgili açıklamayı değerlendirdiği kaydedildi. Altaylı, e-postasında:

“Türkiye’nin neredeyse 200 senedir kendine Batı’dan başka bir yaşam alanı benimsememiş olduğunu, ulusal bağımsızlık savaşında dahi İngiliz ya da Amerikan mandasını bağımsızlığının teminatı olarak gördüğünü, yakın zamana kadar ABD’nin kayıtsız şartsız müttefiki ve dostu olduğunu düşününce, Türk toplumunun tek taraflı ve dev bir propaganda aracı vasıtasıyla Şangay ittifakına yönlendirilmesinin bile Batı için telafisi olanaksız bir kayıp olduğu kanaatindeyim. Yaşamımın 50 yılını insanlık tarihinin en büyük hapishanelerinin kurucularından olan insafsız Rus emperyalizmine karşı mücadeleyle geçirmiş bir kişi olarak, saygıdeğer büyüklerim Ruzi Nazar ve Duane Clarridge’e (ruhları şad olsun) karşı taşıdığım ahlaki sorumluluğun bilinciyle biricik dostlarımı mevcut durumun ihtiva ettiği büyük tehlikeler konusunda uyarmayı borç bilirim.” şeklinde ifadeler kullandı.

Enver Altaylı’nın ABD mandasını savunduğu anlaşıldı

Gerekçeli kararda, FETÖ‘cü Altaylı’nın kullandığı ifadeler  için şu değerlendirme yapıldı:

“Kurtuluş Savaşı döneminde Amerikan ve İngiliz mandasını isteyen hainler gibi bu dönemde sanık Enver Altaylı’nın kendisinin de yazıda belirttiği gibi Amerikan mandasını bağımsızlığının teminatı olarak gördüğü anlaşılıyor. Pervasızca yazılan bu cümle ile sanığın Türkiye Cumhuriyeti’nin istiklali ve bağımsızlığını fiili olmasa da yabancı devletler güdümüne girmesini istediği, geçmişte Türkiye’de CIA adına görev yapmış Ruzi Nazar ve Duane Clarridge’e karşı büyük hayranlık duyduğu ve etkisinde kaldığı dikkat çekici ve net bir şekilde anlaşılıyor.”

CIA ajanıyla fotoğrafları çıktı

Enver Altaylı’nın evinde yapılan dijital incelemerde, Altaylı’nın, Nazar ve Clarridge ile çektirdiği fotoğraflar ele geçirildi. Yargılamaya konu suç tarihinden önce hayatını kaybettiği için soruşturma ve kovuşturma aşamasında hakkında fazla bilgi bulunmayan CIA ajanı Clarridge hakkında, gerekçeli kararda şu bilgiler yer aldı:

“İstanbul’daki CIA istasyonunun şefi olarak verildi ve burada Türk komünizm karşıtı örgütü olan örgütlerin gerisinde olan Counter-Guerrilla ile yakın temaslarda bulundu. 1981’de Latin Amerika bölümünün şefi olmadan önce Roma’ya transfer oldu. The New York Times’a göre; Orta Amerika’daki CIA’nin 1990’larda danışmanlık çalışmalarına yönelik gizli savaşlarını sürdürmesi için gizli savaşlar başlattı. Irak’ta Saddam Hüseyin’i görevden almak için özel operasyon birlikleri olan Clarridge , Amerika’nın yurt dışındaki müdahalesine yakışmaz bir amigo oldu.”

KAYNAK: FETÖ GERÇEKLERİ

Enver Altaylı’nın CIA ajanına yolladığı e-postalar deşifre oldu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) için kilit isimlerden biri olan Enver Altaylı’nın damadı Metin Can Yılmaz hakkında karar verildi. 19 Ekim 2017 tarihinde tutuklanan Yılmaz, Sincan Kapalı Cezaevi’ne gönderilmişti. Yılmaz, Eski Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensupları Mehmet Barıner ile Enver Altaylı’nın tutuklanması sonrası Ankara Emniyeti’ne gitmiş ve burada teslim olmuştu. Tutuklu yargılandığı davayı sulandırmaya çalışan Yılmaz, en son dünyaca ünlü milyarder Elon Musk hakkında FETÖ’cü olduğuna dair ihbarda bulunmasıyla gündeme gelmişti. FETÖ’nün CIA ile bağlantı kurmasında aktif rolü olan MİT mensubu Altaylı’nın damadı Yılmaz’ın duruşması, 5 Kasım tarihinde yapıldı. Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen duruşmaya sanık, tutuklu bulunduğu cezeavinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) vasıtasıyla katıldı. Mahkeme tarafından Yılmaz’a, 12 yıl hapis cezası verilmesine karar verildi.

Metin Can Yılmaz’a, karar duruşmasında son sözü soruldu. Sanık Yılmaz, hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini söyleyerek beraatini talep etti. Sanık avukatının da beyanının ardından, Mahkeme Başkanı Sebahattin Sarıdoğan, kararı okudu. Buna göre, sanık Yılmaz hakkında “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 12 yıl hapis cezasına hükmedildi. Öte yandan, eski istihbaratçı Enver Altaylı’nın damadı Yılmaz hakkındaki “siyasi ve askeri casusluk” suçundan ise beraat etmesine karar verildi. Mahkeme, sanığın tutukluluk halinin devam etmesini kararlaştırdı.

Enver Altaylı’nın damadı hakkındaki davanın geçmişi

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen FETÖ soruşturması kapsamında, aralarında Enver Altaylı ve Mehmet Barıner ve Metin Can Yılmaz’ın da bulunduğu sanıklar hakkında iddianame hazırlanmıştı. İddianamede, Altaylı ve Yılmaz’ın, ABD’deki Halkbank davasını manipüle etmesi için bir dönem İran masasında görev yapan eski istihbaratçı Barıner’i yurt dışına çıkarmaya çalıştıkları belirtildi. Savcının esasa ilişkin mütaalasını sunmasının ardından, Altaylı hakkında “silahlı terör örgütü yöneticiliği” ve “siyasi ve askeri casusluk” suçlarından 30 yıldan 42 yıl 6 aya kadar hapis cezası talep edildi. Barıner hakkında ise, “silahlı terör örgütü üyeliği” ile “siyasi ve askeri casusluk” suçlarından 22 yıl 6 aydan 35 yıla kadar hapis cezası istendi. Mahkeme, yargılanması devam eden Metin Can Yılmaz’ın dosyasını ise ayırdı. Ayrıca, Yılmaz’ın söz konusu suçlardan 35 yıla kadar hapis ile cezalandırılması talep edildi.

KAYNAK: FETÖ GERÇEKLERİ

Enver Altaylı’nın damadı hakkında karar çıktı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Ümit Özdağ kurduğu parti Avrupa’daki ırkçı partiler ile yarışacak. İyi Parti’den ihraç edilen Ümit Özdağ uzun zamandır hazırlıklarını tamamladığı partinin kuruluş dilekçesini verdi. Türkiye’de mülteciler aleyhine yaptığı dezenformasyon ile tepki çeken Ümit Özdağ’ın   “Zafer” adını verdiği yeni partisinin kurucular listesi belli oldu. MHP’nin olaylı kongre süreci sonrası İyi Parti’in kurucuları arasında yer alan Ümit Özdağ, partisinin İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu hakkındaki iddiaları nedeniyle partisinden uzaklaştırılmıştı. Buğra Kavuncu’nun dayısı Enver Altaylı’nın İyi Parti kurulmadan kendisiyle görüşüp “sokak hareketleri”ne yönelmesini istediğini açıklayan Ümit Özdağ, bunu kabul etmediğini iddia etmişti. Özdağ’ın iddialarındaki Enver Altaylı eski MİT ajanı olarak biliniyor. Altaylı FETÖ üyelerini yurt dışına kaçırmak için çalıştığı gerekçesiyle tutuklanmıştı.

Kurulan partinin kurucuları şu isimlerden oluşuyor

Ümit Özdağ
İsmail Koncuk
Seyit Yüzel
Ali Dinçer Çolak
Mehmet Alagöz
Tuğrul Kıhtır
Esra Özsüer
Kahraman Berk
Ömer Turan
İncilay G. Şekerdağ
Kemal Mert
İsmail Türk
Adem Taşkaya
Nazım Kılıç
Ertuğrul Kalafat
Sultan Neslihan Seven
Göhan Türkmenoğlu
Feridun Yıldız
Uğur Tarhan
Onur Şahin
Sevdagül Tuncer
Ayla Ülük
Burak Mengü
Lütfü Şehsuvaroğlu
Dursun Dağaşan
İlkim Yüksel
Oğuz Ataman
Vedat Çakıroğlu
Erman Diçer
Roza Kurban
Murat Yıldız
Bünyamin Aksungur
Salim Kabasakal
Tuğba Mızrak Demirbağ
Hasan Basri Akşener

Nevşin Mengü’nün kardeşi Ümit Özdağ ile birlikte

Gazeteci Nevşin Mengü’nün avukat kardeşi Burak Mengü, Ümit Özdağ’ın kurduğu Zafer partisinin kurucuları arasında yer alan en dikkat çekici isimlerden biri oldu. Aynı zamanda eski CHP Milletvekili Şahin Mengü’nün oğlu da olan Burak Mengü’nün adını kamuoyu 2018 yılında kaçırılma yalanı ile duymuştu. Sosyal medya hesabından polis görünümlü kişilerce kaçırıldığını iddia eden Burak Mengü’ye kardeşi Nevşin Mengü’de destek vermişti. Nevşin Mengü sosyal medya hesabından şunları yazmıştı “Bir grup polis olduğunu söyleyen kişi, gün ortasında bir avukatı alıp götürüyor. Tepki gelince tartaklayıp yol ortasında bırakıyor. Emniyet’in içerisinde kanun tanımaz bir grup, bir yapı mı var?” Daha sonra yapılan incelemede Burak Mengü’nün suç uydurduğu ortaya çıkmıştı. O tarihten bu yana pek gündeme gelmeyen Burak Mengü’ün Ümit Özdağ’ın partisindeki görevi merak ediliyor.

Ümit Özdağ dünyaya ırkçılık öğretecek yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Suç örgütü lideri Sedat Peker, 12 videoluk bir seri ile hükümet hakkında bildiklerini anlatacağını iddia ederek, 2 Mayıs 2021 tarihinde Youtube üzerinden yayınladığı ilk videodan itibaren muhalif kesimin desteğini almayı başarmıştı. Peker’in videoları, özellikle Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) mensuplarının ilgisini çekmişti. Attığı iftiraların ise FETÖ tetikçileri tarafından aylar önce dile getirilmiş olması, aralarında planlı bir ilişki olabileceğine dair şüpheleri uyandırmıştı. Firari FETÖ tetikçisi Cevheri Güven, Emre Uslu ve “Fuat Avni” ismiyle sosyal medyada FETÖ adına algı çalışması yürüten hesabın yöneticilerinden Said Sefa gibi isimlerle ağız birliği yapan Peker’e, terör örgütünden bir destek hamlesi daha geldi. FETÖ/PDY soruşturması kapsamında Ağustos 2017’de tutuklanarak cezaevine gönderilen FETÖ’cü Enver Altaylı, Peker’e açık mektup yazdı.

FETÖ’cü Enver Altaylı Sedat Peker’den duacı oldu

Eski Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubu FETÖ’cü Enver Altaylı tarafından yazılan mektup, “Sözüm Sedat Peker’e” ifadeleriyle başladı. Altaylı Peker’e methiyeler dizerken, Türkiye aleyhine attığı iftiralar nedeniyle de kendisine teşekkür etmeyi ihmal etmeyerek: “Açıklamaların ülkenin, devletin temizlenmesi için bir fırsattır ve ifşaatın millete yapılan hizmettir. Bu hizmetin karşılığını Rabbim sana versin.” dedi.

Altaylı, Peker’e dua ederek: “Ben sana şunu yap, bunu yapma, şunu açıkla, şunu açıklama, demeyeceğim. Güzel bir abdest al, iki rekat namaz kıl, Rabbinin huzurunda iki rekat namaz kıl ve Rabbin huzurunda ağla. Rabbinden yardım iste. O sana. Ne yapacağını gösterecektir. Rabbim yardımcın olsun.”  ifadelerini kullandı. Mektup, cezaevindeki Altaylı’nın ailesi tarafından sosyal medya hesabından açık bir şekilde yayınlandı.

Mektubun tam metni:

“Sözüm Sedat Peker’e. Hepimiz zamanı geldiğinde Mahkeme-i Kübra’ da elbette hesap vereceğiz. Sen de, ben de. Allah ininde kim makbul, Kendisi bilir. Ne kendimi temize çıkarırım, ne de başkasını suçlarım. Şimdi gördüğüm şudur. Açıklamaların ülkenin, devletin temizlenmesi için bir fırsattır ve ifşaatın millete yapılan hizmettir. Bu hizmetin karşılığını Rabbim sana versin. Ben sana şunu yap, bunu yapma, şunu açıkla, şunu açıklama demeyeceğim: Sevdiklerinden, vatanından uzaksın. Etrafında insanlar olsa da yalnızsın. Ben  de dört yıldır cezaevinde tehlikeli tutuklu olarak 10 metrekarelik bir hücrede sosyal temastan tecrit edilmiş olarak Rabbim”in huzurundayım. Ne casusum ne de terör örgütü üyesiyim. Rabbim bilir masumum. Bu dönem benim için bir tefekkür ve arınma dönemidir. Bu dönem, senin için de bir tefekkür ve arınma dönemi olsun. Ben sana şunu yap, bunu yapma, şunu açıkla, şunu açıklama, demeyeceğim. Güzel bir abdest al, iki rekat namaz kıl, Rabbinin huzurunda iki rekat namaz kıl ve Rabbin huzurunda ağla. Rabbinden yardım iste. O sana. Ne yapacağını gösterecektir. Rabbim yardımcın olsun. Feridüddin Attar’ın Tezkiretül Evliyasını oku. Fudayl bin İyaz isimli mübarek bir zat vardır. O Allah sevgilisini kendine örnek al. Bir zaman namlı bir eşkiya iken, Rabbim onu ahde vefa sahibi, cesur ve yüreğinin derinliklerinde Allah’ına olan imam olduğu için sevdiği kullarının arasına kattı. Fudayl’ın Öyküsü Allah’a inanır, çadırında çok namaz kılardı. Ama haramilerin reisi idi. Kervanları soyar, kadınlara dokunmaz, gariplere yardım ederdi. Bir gün adamları bir kervanı bastı. Kervanbaşı on bin altını ile kervandan ayrıldı. Yolu Fudayl’ın çadırına düştü. Altınları ona emanet bıraktı. Fudayl “koy şuraya, dursun. Sonra alırsın” dedi. Kervana döndü. Herkes bağlanmış ve talan edilmişti. Fudayl’ın çadırına döndü. Anladı ki Fudayl eşkıya başıdır. “Yandım, altınımı elimle eşkiya başına teslim ettim” dedi. Fudayl ona “emanetin şuracıkta, al git” dedi. Kervancı hayretle. Fudayl “bizde emanete hıyanet yoktur” dedi. Yine bir kervan soyacaktı. Kervanda bir kişi, şu ayeti okuyordu. Fudayl işitti: “İman edenlerin, Allah’ı anmak ve Haktan inen gerçeği düşünmekten dolayı kalplerinin saygıyla yumuşaması hâlâ gelmedi mi? (Hadit Süresi, 16) Fudayl der ki, “Bu ayet benim içimi okundu. Yüreğime dokundu.” Başını secdeye koydu. Tövbe etti. Uzun uzun ağladı. Herkesle helalleşti. Fudayl’ın Halife Harun Reşid’e yaptığı nasihat önemlidir. Attar’ın Tezkiretül Evliya isimli kitabında Harun Reşit ile görüşmesi anlaşılır. Fudayl’ın hayatı hepimize örnek olsun.”

KAYNAK: FETÖ GERÇEKLERİ

FETÖ’cü Enver Altaylı Sedat Peker’e destek mektubu yazdı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

FETÖ’cü Enver Altaylı hakkında “FETÖ yöneticiliği” ile “siyasi ve askeri casusluk” suçlarından 42 yıl 6 aya kadar hapis cezası istendi. Fetullahçı Terör Örgütü’nün Milli İstihbarat Teşkilatı’na sızdırdığı hainleri yurt dışına kaçırılması organizasyonunu yürüten Enver Altaylı tutuklanmıştı. Aynı zamanda Almanya vatandaşı da olan Enver Altaylı ile eski istihbaratçı Mehmet Barıner hakkında “silahlı terör örgütü üyeliği” ile “siyasi ve askeri casusluk” suçlarından 35 yıla kadar hapis istendi. FETÖ üyesi Enver Altaylı’nın İyi Parti’nin kurulması öncesi Ümit Özdağ ile görüşerek “parti kurmayın sokağa çıkın” dediği ortaya çıkmıştı. Altaylı’nın yeğeni Buğra Kavuncu İyi Parti kurucuları arasında yer almış ve İyi Parti İstanbul İl Başkanı olmuştu.

Enver Altaylı’nın karanlık dünyası

CIA ajanı Ruzi Nazar’ın manevi oğlu olan Enver Altaylı, Talat Aydemir darbe girişimine katıldığı için TSK’dan atılmıştı. Daha sonra MİT’e giren Altaylı daha sonra vatandaşlığını aldığı Almanya’ya gitmişti. CIA ile bağını hiç koparmayan Altaylı, FETÖ’nün Türki Cumhuriyetler yapılamasını organize etmişti. FETÖ’nün Türkiye imamı Mustafa Özcan tarafından kızı istenen Enver Altaylı, Özcan ile daha önce tanışmadığını iddia etmişti. Terör örgütü FETÖ’nün tehlikelerini ilk deşifre eden Kaşif Kozinoğlu’nu FETÖ elebaşına şikayet eden eski istihbaratçı Enver Altaylı’nın ihanetleri saymakla bitmiyor.

Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, sanık Enver Altaylı tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Tutuklu sanık eski istihbaratçı Mehmet Barıner ile avukatları ise salonda hazır bulundu. Enver Altaylı damadı aracılığıyla kendisi ile temasa geçen FETÖ’cü Mehmet Barıner aracılığıyla yurt dışında FETÖ’cüleri kaçırmaya çalışmıştı

Savcılık mütalaasını açıkladı 

Duruşmada, Mahkeme Başkanı Sebahattin Sarıdoğan, ara celsede savcının esasa ilişkin mütalaasını açıkladığını bildirdi. Esas hakkındaki mütalaada, Enver Altaylı’nın “silahlı terör örgütü yöneticiliği” ve “siyasi ve askeri casusluk” suçlarından 30 yıldan 42 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. Barıner hakkında ise “silahlı terör örgütü üyeliği” ile “siyasi ve askeri casusluk” suçlarından 22 yıl 6 aydan 35 yıla kadar hapis cezası isteyen savcı, tutuksuz sanık Seda Chamatzoglou’nun ise beraatine ilişkin talepte bulundu.

Mütalaada, Altaylı ve Barıner’in tutukluluk halinin devamı istendi.

FETÖ’cü Enver Altaylı için 42 yıl 6 ay hapis istendi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

17 Aralık darbe girişiminin ardından FETÖ’nün üst düzey sorumluları, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ise bu kez örgüt mensupları yurt dışına firar etti. Firari FETÖ’cüler Almanya ve Hollanda’da ciddi bir örgüt kitlesi oluştururken Avrupa’dan sonra örgüt mensupları daha çok elebaşı Gülen’in ikamet ettiği ABD’ye kaçtı.

İstihbarat birimleri, FETÖ’nün yurt dışı yapılanmasını da yakın takibe aldı. Bu çalışmalar kapsamda hazırlanan istihbarat raporlarına, FETÖ elebaşının sağlığının ve örgütün dünyadaki imajının bozulması da yansıdı. Raporlarda, örgütün çöküşünü önlemek için bir süredir özel çalışma yapıldığı bilgisine de yer verilirken bu kapsamda örgütün üst düzey isimlerinin ABD’de kritik bir toplantı yaptığı da belirlendi.

Bu toplantıda örgütün ABD imamlığına eski Fatih Üniversitesi Rektörü Şerif Ali Tekalan’ın, Türkiye imamlığına ise Mustafa Özcan’ın getirilmesi örgüt içinde tepkilere ve yarılmalara neden olduğu belirtildi.

Liderlik çekişmesi

Fethullah Gülen’in veliahtı olarak tanınan “demir yumruk” lakaplı Mustafa Özcan’la ilgili de dikkat çeken detaylar da ortaya çıktı. Örgütün bir dönem Türkiye imamı olan Mustafa Özcan’ın yurt dışı bankalarında 600 milyon avro şahsi parasının olduğu da raporlara girdi.

Texas’taki Kuzey Amerikan Üniversitesi Rektörü yapılan Tekalan’ın da Özcan gibi FETÖ elebaşının muhtemel veliahtlarından biri olduğu kaydedildi. Bu nedenle iki ismin arasında bir süredir çekişme olduğu da istihbarat raporlarına yansıdı.

Şerif Ali Tekalan ve Mustafa Özcan arasındaki FETÖ liderliği çekişmesi artıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.