hava harp okulu için arama yaptınız | Yekvucut https://yekvucut.com/ Akıl ve vicdan sahiplerine Mon, 18 Jul 2022 12:37:53 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.2 https://yekvucut.com/wp-content/uploads/2022/11/favicon_yek.png hava harp okulu için arama yaptınız | Yekvucut https://yekvucut.com/ 32 32 FETÖ itirafçısı : Sahte ihbarlarla bizden olmayanları eledik https://yekvucut.com/feto-gercekleri/feto-itirafcisi-sahte-ihbarlarla-bizden-olmayanlari-eledik/ Mon, 18 Jul 2022 12:37:53 +0000 https://yekvucut.com/?p=56363 Mahrem yapılanmada askeri öğrencilerden sorumlu olan P.M., itirafçı oldu ve etkin pişmanlıktan faydalandı. FETÖ itirafçısı P.M., Hava Harp Okuluna terör...

FETÖ itirafçısı : Sahte ihbarlarla bizden olmayanları eledik yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Mahrem yapılanmada askeri öğrencilerden sorumlu olan P.M., itirafçı oldu ve etkin pişmanlıktan faydalandı. FETÖ itirafçısı P.M., Hava Harp Okuluna terör örgütü mensuplarını sokmak için uyguladıkları taktikleri itiraf etti. P.M.; örgütün askeri öğrencilere yönelik yaptığı kodlamaları, FETÖ mensubu olmayanların askeri okullara girmesinin engellenmesi için aday öğrencilere yönelik itibar suikastlarını, HHO’daki mahrem yapılanmayı, örgüt evindeki konuşmaları, telefonla nasıl gizli mesajlaşıp şifreli konuştuklarını detaylandırdı. 1995 yılından itibaren FETÖ yapılanmasına ait yurt ve evlerde kalmaya başladığını söyleyen P.M, bir süre örgüte bağlı FEM dershanelerinin çeşitli şubelerinde öğretmenlik yaptığını, üniversite döneminden itibaren de kendisine FETÖ tarafından örgütte çeşitli vazifeler verildiğini anlattı. Hava Harp Okulundaki mahrem yapıda sözde öğretmen-asistan konumunda görev yaptığını ifade etti.

Sahte ihbarlarla askeri öğrencileri elemişler

FETÖ itirafçısı P.M., sözde müdür konumundaki M.S. ve M.Ö. isimli şahısların FETÖ üyesi olmayan aday öğrenciler için kendilerince belirlenmiş senaryoları, farklı internet kafelerden mail olarak atmasını kendisine söylediklerini belirtti.

P.M, aday öğrencilere yönelik süreci şöyle anlattı:

“Müdür konumundaki bu şahıslar, hakkında mail atılması istenen askeri öğrenci adayı ile ilgili kimlik bilgilerinin ve neden alınmayacağına dair örneğin, ‘şahsın babasının uyuşturucu bağımlısı olduğu’, ‘hakkında adli işlem yapıldığı’ şeklinde bilgi yazan bir not kağıdını bana verirdi. Herhangi bir internet kafeden sahte mail adresi açıp askeri öğrenciyle ilgili bana verilen bu bilgiyi öğrencinin girmek istediği askeri okulun resmi iletişim adresine veya askeri okulun ziyaretçi defterine gönderirdim. Böylelikle bu öğrenci mülakat aşamasında hakkında ihbar geldiği için komisyon tarafından elenirdi.”

Örgüt içi iletişimin nasıl kurulduğundan bahseden P.M, 2014 yılında müdür ve müdür yardımcılarının “SHU” isimli program üzerinden haberleştiklerini, 2015 yılı başlarında ise kendilerine bir örgüt mensubu tarafından akıllı telefon dağıtıldığını, bu telefonların içinde bulunan “Eagle” isimli programdan iletişim kurulduğunu belirtti.

Örgüt için iletişimde “Kakao” ve “TikTok” gibi uygulamaların da kullanıldığını kaydeden P.M, asistanların tablet veya akıllı cep telefonlarına geçmesiyle daha önce kullanılan tuşlu telefonların imha edilmesinin söylendiğini anlattı.

Örgüt mensuplarını sohbete katılımlarına göre kodlamışlar

Hava Harp Okulundaki FETÖ yapılanmasındaki öğrencilerin kodlandığını söyleyen P.M, öğrencinin isminin karşısına asistandan alınan bilgiye göre FETÖ’nün sohbetine gelmediyse 0, geldiyse 1 yazıldığını, bu bilgilerin belli bir süre sonra müdür yardımcısı tarafından müdüre iletildiğini söyledi.

FETÖ itirafçısı P.M, sürekli sohbete gelen öğrencinin 5, sohbete gelen ancak eksikleri olan öğrencinin 4, sohbetleri aksatan ve maneviyatı iyi olmayan öğrencinin 3, sohbetlere az gelen maneviyatı zayıf öğrencinin 2, sohbetlere gelmeyen, FETÖ’den ayrılmış veya gelmek istemeyen öğrencinin 1 olarak kodlandığını belirtti.

M.S. adlı FETÖ mensubunun 2012 yılında kendisini Zübeyir adlı başka bir örgüt mensubuyla tanıştırdığını ve bundan sonra ona sohbet yapılmasını istendiğini kaydeden P.M,

“Ben Zübeyir isimli şahsa bir süre sohbet yaptıktan sonra bu şahsın isminin E.B. olduğunu ve HHO’da albay rütbesinde doktor olarak görev yaptığını öğrenmiştim.” dedi.

P.M., bu görevle birlikte FETÖ tarafından mahrem yapıda “müdür yardımcısı” konumuna getirildiğini, 2012-2013 eğitim-öğretim yılında HHO 1. sınıf öğrencilerinden ve bunlarla alakalı sözde öğretmenlerden sorumlu olmaya başladığını anlattı. FEM Dershanesi’nde 2003-2004 yıllarında öğretmenlik yaparken dershanenin bir başka öğretmeni ve “ser rehberi” olan “Osman” kod adlı Ahmet N.A’nın HHO’da sorumlu en üst kişi olduğunu, Birol K. isimli şahsın da onun altında görev yaptığını anlattı.

İzmir’e 2004-2005 yıllarında gönderilen Ahmet N.A’nın, Çiğli 2. Ana-Jet Üssü’nde uçuş eğitimine katılan HHO öğrencilerinden sorumlu bulunduğunu, daha sonra Malatya’daki 7. Ana Jet Üs Komutanlığından sorumlu olarak görevlendirildiğini söyleyen P.M, Kemal Batmaz’ın da 2014 veya 2015 yıllarında sözde Hava Kuvvetleri imamlığı yapmış olabileceğini değerlendirdiğini kaydetti.

“Tedbir amaçlı pizzacıyı aramamız söylendi”

O dönem kendisine de farklı bir kod adı verildiğini söyleyen P.M, örgütün diğer mensuplarıyla irtibat kurabilmeleri için GSM hattı almasının kendisine iletildiğini belirtti:

Kullandıkları telefonlarda birbirlerinin isimlerini kod adlarla kaydettiklerini belirten FETÖ itirafçısı P.M, şunları kaydetti:

“Hatta telefonlar az kullanıldığından dikkat çekmemesi için tedbir amaçlı çok kullanıldığı ve sadece aynı numaraların arandığı anlaşılmasın diye bize market ya da pizzacı gibi yerleri aramamız söylendi. Bu görevde, HHO öğrencisi ‘hasta’, bu öğrenciyle ilgilenen şehir dışından gelen abisi ‘bakıcı’, bakıcının üstü konumundaki şahıs ‘doktor’, doktorun üstü konumundaki şahsa da ‘ser doktor’, asistana ‘öğretmen’ şeklinde telefon görüşmelerinde hitap ediliyordu.”

FETÖ itirafçısı : 5’lik öğrenciler F-16 pilotu yapılıyordu

HHO’da askeri öğrencilerin günlük işleyişini düzenleyen ve 4. sınıflardan “lider/kadet”lerin örgüt mensuplarından seçilmesine dikkat ettiklerini belirten P.M, mahrem yapıda 2015-2016 yıllarında kendi sorumlu olduğu dönemi anlattı.

Lider teşkilatına seçilecek öğrencinin, cemaat yapılanması içinde bulunmasının öncelik olduğunu vurgulayan P.M, şunları belirtti:

“Bu alanda cemaat tarafından 5’lik öğrenci olarak nitelendirilen öğrenciler, bağlı bulunduğu müdür yardımcısı veya müdür tarafından görüştükleri filo veya kol komutanlarına bildirilerek bu öğrencilerin lider/kadet teşkilatına alınması sağlanır. Lider/kadet teşkilatına seçilen öğrenci, okul bitiminde 5’lik durumuna devam ederse uçuş eğitiminde F-16 pilotu olması sağlanır. Lider/kadet teşkilatındaki öğrenci, okuldaki öğrencilerle sosyal aktiviteler alanında bire bir muhatap olduğundan öğrenciler hakkında genel bilgiye sahiptir.

Uçuş eğitimine katılacak öğrenciler, cemaat yapılanması içerisinde kendileri hakkında toplanan bilgiler neticesinde yapılan derecelendirmeye göre belirlenir. Bunlardan 5’lik öğrencilerin F-16 pilotu, 4’lük öğrencilerin F-4 pilotu ve CASA uçağı veya helikopter pilotu olmaları istenir. 3 ve altında numaralandırılan öğrenciler ise uçuş eğitiminden eleneceğinden yer sınıfına giderler. HHO’dan mezun olmadan önce sağlık raporundan elenenler veya uçuş eğitiminde elenenler arasında örgüte bağlılığına göre numaralandırılan öğrenciler, sınıf eğitiminde hangi sınıfta okuyacaklarına dair ayrı ayrı belirlenir. Bunlardan FETÖ’ye en bağlı olanlar, personel veya istihbarat sınıfına seçilir.”

FETÖ’nün 17-25 Aralık’tan sonra askeri lise okullarına yerleştirmek için öğrenci bulmakta zorlanmaya başladığını vurgulayan P.M, şöyle konuştu:

“Müdür olarak mahrem yapıda görevli Mehmet S’den, 17-25 Aralık’tan sonra Amerika’ya Fetullah Gülen’e yaptığı ziyaretten sonra ‘Dayıya soruldu, insan kaynaklarımız azaldı. Askeri okullara yerleştirmek için nitelikli öğrenci sayısı yeterli değil. Bünyemiz dışındaki kişilerin askeri okullara yerleşmesine müsaade edelim mi? En azından yüzde 50-60’lık kısmı bizden olsun.’ şeklinde teklifte bulunulduğunu ancak “Dayı” olarak hitap edilen Fetullah Gülen’in, oradaki heyete ‘Hayır, yüzde 100 bizden olacak.’ dediğini duydum.”

KAYNAK: ANADOLU AJANSI

FETÖ itirafçısı : Sahte ihbarlarla bizden olmayanları eledik yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
FETÖ’nün siyasi ayağını merak edenlere https://yekvucut.com/gundem/fetonun-siyasi-ayagini-merak-edenlere/ Sat, 02 Jul 2022 11:09:12 +0000 https://yekvucut.com/?p=56158 22 Haziran akşam saatlerine doğru sosyal medyada bir haber yayıldı. Darbe girişimine katılan Harbiyeli askeri öğrencilerin tahliye edildiğine dair haber,...

FETÖ’nün siyasi ayağını merak edenlere yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
22 Haziran akşam saatlerine doğru sosyal medyada bir haber yayıldı. Darbe girişimine katılan Harbiyeli askeri öğrencilerin tahliye edildiğine dair haber, FETÖ’cü haber siteleri ve örgüt mensupları tarafından dolaşıma sokuldu. Çok geçmeden iddiaların gerçek olduğu, Yargıtay’ın 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili yargılamalarda Sultanbeyli dosyası kapsamında müebbet hapis cezası verdiği 71 askeri öğrenci hakkındaki kararı bozduğu anlaşıldı. Aynı gün, gece saatlerinde Silivri Cezaevi’ndeki tutuklu yakınlarının sosyal medyada yaptıkları paylaşımlar tahliyelerin doğru olduğunu ispatladı. Darbe girişimine katıldığı gerekçesiyle müebbet hapis cezasına çarptırılan Taha Furkan Çetinkaya’nın annesi Melek Çetinkaya, oğluyla çekildiği fotoğraflarını yayınlıyor ve “mücadelesinin tüm tutuklular çıkana kadar devam edeceğini” bildiriyordu. 22 Haziran’ı takip eden günlerde “FETÖ’nün siyasi ayağı” kelime öbeğini ağzından düşürmeyen muhalefetten FETÖ’cülere destek aktı.

fetonun-siyasi-21-soruda-fetonun-siyasi-ayagi

Muhalefetin kucakladığı Melek Çetinkaya kim?

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Melek Çetinkaya ve oğlu Taha Furkan Çetinkaya’yı makamında ağırladı. Çetinkaya’yı bağrına basan Kılıçdaroğlu’na; sık sık KHK’lılara sahip çıkmasıyla gündeme gelen CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, CHP İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan, Ankara Milletvekili Haluk Koç gibi isimler de eklendi. CHP’nin yanı sıra, FETÖ’nün meclisteki temsilcisi HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu, İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta da Çetinkaya ve diğer askeri öğrencilerin tahliyesine sevinen isimlerden. Hatta İYİ Partili Usta, tıpkı Kılıçdaroğlu gibi Çetinkaya ailesini bizzat makamında ağırladı. 

Melek Çetinkaya, katıldığı televizyon programında FETÖ’yü öven açıklamalar yapmıştı. FETÖ elebaşı Fetullah Gülen için “terörist diyemem” şeklinde konuşan Çetinkaya;

“Benim komşularım oldu mesela cemaatten (FETÖ’den). Ben tertemiz insanlar olduğunu düşünüyorum.” demişti. Çetinkaya, uzun süredir FETÖ’cü medya ve muhalefetin de desteğiyle kamuoyunu 22 Haziran’da yapılan skandal tahliyelere hazırlıyordu. Cezaevindeki FETÖ’cülerin annelerinin ağladığı görüntüler; 15 Temmuz’un bir kumpas, ceza alanların ise aslında masum olduğu algısını yaratmak için sık sık servis edildi Çetinkaya ve diğer FETÖ tetikçileri tarafından.

fetonun-siyasi-21-soruda-fetonun-siyasi-ayagi
Melek Çetinkaya

Muhalefet hakkında iyimser olacaksak, bu açıklamaları unuttuklarını düşünebiliriz. Ancak, muhalefetin FETÖ’ye olan desteğini “unutkanlıkla” açıklamaya çalışmak biraz zor, çünkü Çetinkaya oğlu tahliye olduktan sonra da FETÖ lehine açıklamalar yaptı.

“Suçu ve suçluyu övmek” suçundan cezaevine giren Çetinkaya, yaşadığı süreci KHK TV’ye anlatırken, geçmişteki açıklamalarını üzerine ekleyerek yineledi. Hiç pişman olmadığını söyleyen Çetinkaya, cezaevinde beraber kaldığı FETÖ’cü isimlerin aslında terörist olmadığını iddia etti. Çetinkaya, FETÖ’den ceza alan koğuş arkadaşlarını savunarak, “Cemaatten tanıdığım insanların terörist olduğuna inanmıyorum.” dedi.

Çetinkaya’nın öve öve bitiremediği isimlerden biri Kerime Yıldırım. Darbe girişiminin kritik isimlerinden eski pilot üsteğmen Yıldırım, kara yoluyla darbe girişimine katılamayan darbecilerin pilotluğunu yaparak taşınmasını sağladı. Yıldırım, darbenin en kritik noktaları olan TRT binası, Beşiktaş Vodafone Arena Stadı ve Atatürk Havalimanı’na FETÖ’cü askerleri taşıdı. Son olarak da tüm gece halka ateş eden darbecileri 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde kurtarmaya gitti. Yüzlerce insanımızı şehit eden askerleri gece boyunca taşıyan, sabaha karşı hiçbir şey olmamış gibi Yalova’daki birliğine dönen Yıldırım, Çetinkaya’nın “karıncayı bile incitmez” dediği insanlar arasında yer aldı.

fetonun-siyasi-21-soruda-fetonun-siyasi-ayagi

Muhalefetin ikiyüzlülüğü

Tahliye kararının ardından FETÖ medyası Kronos’a konuşan Melek Çetinkaya, Hani 15 Temmuz’u unutturmayacağız diyorlar ya ben de onlara bu utancı unutturmayacağım. Murat’ın ve Ragıp’ın adını Hava Harp Okuluna yazdırmadan benim mücadelem bitmeyecek.” şeklindeki ifadeleriyle de “evladına kavuşmayı bekleyen masum anne” maskesinden sıyrılıp gerçek amacının FETÖ’yü aklamak olduğunu bir kez daha ispat etti.

Bu cümleleri kuran kişinin, Türkiye’nin ana muhalefet partisinin Genel Başkanı tarafından ağırlanması skandal bir haber olsa da artık ne yazık ki şaşıramıyoruz. 15 Temmuz 2016’da halk darbe girişimine karşı direnirken Kemal Kılıçdaroğlu, TV başında olanları seyretmiş ve daha sonrasında yaptığı “kontrollü darbe” açıklamalarıyla da FETÖ’nün ekmeğine yağ sürmüştü. Akabinde de sürekli FETÖ ile aynı dili konuşan Kılıçdaroğlu, “siyasi cinayetler” ve “kayıp silahlar” iddialarında da FETÖ’yü taklit etmekten ileri gidemedi. Siyasetin diğer isimlerinin yanı sıra, medya alanından da “aydın” olduğunu iddia eden kişiler, Harbiyelilere sahip çıktı.

fetonun-siyasi-21-soruda-fetonun-siyasi-ayagi

Muhalif kişiliğiyle tanınan Cumhuriyet gazetesi yazarlarından Yazgülü Aldoğan, Harbiyeli askeri öğrencileri aklamaya çalıştı. Üstelik, firari FETÖ yöneticisi Ali Yurtsever’in programında…

“Onlara kimse sahip çıkmadı, gencecik çocuklar işkenceye maruz kaldı, o gece nasıl korktular, o gece nasıl şaşırdılar…”

Muhalif isimlerin, teröristler söz konusu olduğunda takındığı hümanistçe tavrı ve merhameti bugüne kadar gerçek mağdurlar konusunda gösterdiğine hiç şahit olmadık. “Gencecik çocuklar” diye mağdur göstermeye çalıştıkları darbeci askeri öğrencileri savunan isimlerin hiçbiri, şehitlerimiz hakkında aynı duyarı göstermedi.

Darbeciler tarafından şehit edildiğinde henüz 15 yaşında olan Halil İbrahim Yıldırım, 16 yaşında şehitlik mertebesine ulaşan Abdullah Tayyip Olçok, naaşı tanınmaz hale geldiği için kimliği ancak DNA ile tespit edilebilen 16 yaşındaki şehidimiz Engin Tilbaç ve 20’li yaşlarında hayatının henüz baharında olan onlarca şehidimiz…

Hiçbiri, muhalefet isimlerin sözde hümanistliklerine nail olamadı.

Muhalefet partileri Türkiye’de sadece siyaset yapmıyor: Bizzat yaşadığımız tarihi tekrar yazarak katilleri değiştiriyor. Sonra mağdurları görmezden gelip, zalimleri mağdur ilan ediyor.

Sahi FETÖ’nün siyahi ayağını merak eden aynı muhalefet değil miydi?

FETÖ’nün siyasi ayağını merak edenlere yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Demokrasiye kurulan pusu: 27 Mayıs Darbesi https://yekvucut.com/gundem/demokrasiye-kurulan-pusu-27-mayis-darbesi/ Thu, 26 May 2022 14:59:02 +0000 https://yekvucut.com/?p=55422 “Reis beyefendi hazretleri bu tamamen aklı mantıkın etrafında haricinde bir şey.” Bu konuşma Türk milletin yüreğinde uzunca bir süre kapanmayan...

Demokrasiye kurulan pusu: 27 Mayıs Darbesi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
“Reis beyefendi hazretleri bu tamamen aklı mantıkın etrafında haricinde bir şey.” Bu konuşma Türk milletin yüreğinde uzunca bir süre kapanmayan bir yaraya sebep olmuştu.  Bu cümleler Türkiye’nin Başvekili, demokratik yollarla seçilmiş ilk başbakanımız Adnan Menderes’in darbeciler tarafından göstermelik yargılanması sırasında yaptığı açıklamalardı. 27 Mayıs darbesiyle Anayasa ve TBMM feshedilirken dönemin Başbakanı Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan idam edildi. Peki, hazin sürece nasıl gelindi? Gelin hep birlikte inceleyelim. Adnan Menderes siyaset dünyasına damgasını vurmadan önce ilk adımını, 1930’da Fethi Okyar’ın kurduğu Serbest Cumhuriyet Fırkası’yla attı. Aydın il başkanlığını yaptığı partinin kısa süre sonra kapatılması üzerine Cumhuriyet Halk Partisi’ne geçti. Menderes, Aydın ziyareti sırasında Atatürk’le tanıştı. Atatürk’le gerçekleştirdiği sohbet belki de hayatını değiştirdi. Nitekim 1931 seçimlerinde aday olmadığı halde milletvekili seçildi. Daha sonra da kendisini aday listesine koyan kişinin Atatürk olduğunu öğrendi. Menderes, CHP’de dört dönem boyunca milletvekilliği yaptı. Bu süre zarfında eğitimine de devam etti ve Ankara Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Siyaset sahnesinde parlamaya başlaması ise 1945 yılında Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu’nun Meclis’te görüşülmesiyle başladı. Çok geçmeden parti içi muhalefetin öncülerinden biri haline geldi. Siyaset hayatının dönüm noktalarından bir diğeri de 7 Haziran 1945’te partiye sunulan ve “Dörtlü Takrir” olarak anılan önergeydi. Menderes ve arkadaşları, demokratikleşme için yasalarda ve parti yönetiminde değişikler yapılması için önerge sundu. Ancak önerge CHP Parti Meclisi tarafından reddedildi. Ardından Menderes ve iki arkadaşı partiden uzaklaştırıldı. Önergede imzası bulunan Celal Bayar da hem milletvekilliğinden hem de partiden istifa etti. Menderes için asıl süreç bu olaydan sonra başladı. “Dörtlü Takrir” önergesi nedeniyle CHP’den istifa eden Celal Bayar, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan’la birlikte 7 Ocak 1946’da Demokrat Parti’yi kurdu. Demokrat Parti, tek parti diktatörlüğünün uygulamaları ile usanan halkın desteğini hemen aldı.

CHP’nin baskıcı yönetiminin son bulması

Bu destek o kadar yüksekti ki 1946’da yapılan meşhur “açık oy gizli tasnif” seçimlerinde bile Demokrat Parti 61 milletvekili kazanmıştı.  4 yıl sonra 14 Mayıs 1950’de yapılan ve bu kez “Gizli Oy Açık Tasnif” ile oyların sayıldığı genel seçimlerinde zafer kazandı ve iktidara geldi. Parti, seçimlerde yüzde 53 oy aldı. 416 milletvekili ile Meclis’e girerken, CHP sadece 69 sandalye kazanabilmişti. Böylece 27 yıldır süren CHP’nin baskıcı yönetimi son bulmuş oldu. 22 Mayıs 1950, Menderes’in Başbakanlık koltuğundaki ilk günüydü. Böylece 10 yıl sürecek DP iktidarı resmen başladı. Celal Bayar da Cumhurbaşkanı’ydı. (Şurada S verilecek video gelecek ardından konuşmaya devam edeceğim.) Menderes’in, Başbakan olduktan sonra ilk icraatı, seçim vaatlerinden biri olan din üzerindeki baskıları kaldırmaktı. 16 Haziran 1950’de Türkçe okunan ezanın yeniden Arapça okunmasını sağladı. Menderes tüm bunların yanında halkla iç içe olan bir siyasetçiydi. Bu nedenle vatandaş ona her zaman destek oluyordu. On yıllık iktidarı süresinde önemli değişimlere imza attı. Bunlardan biri de tarım alanında gerçekleşen makineleşmeydi. Karayollarının yapımına hız vermesi, yeni sanayi tesislerinin kurulması ve barajlar öne çıkan icraatları oldu. Böylece ülke kalkınma sürecine girdi. Türkiye uygun dış siyasi ikliminin de etkisiyle Demokrat Parti iktidarı, 1950-1954 yılları arasında ekonomik olarak en iyi dönemini yaşadı… Bütün bu icraatlar, 1954 seçimlerinde Demokrat Parti’yi daha da güçlendirerek oy oranının yüzde 56’ya çıkmasını sağladı. Öyle ki artık milletvekili sandalyelerinin yüzde 93’ü Demokrat Parti’dendi.

Demokrasiye kurulan pusu

Bu durumu hazmedemeyen vesayet odakları ise adım adım demokrasiye pusu kurmaya başladı. Türkiye Cumhuriyeti’nin en yüksek oyunu alarak iktidarda kalmayı başaran DP, ilk yıllarından itibaren sivil ve askeri kanadın muhalefeti ile karşı karşıya kaldı. 27 Mayıs Darbesine giden yollar türlü tuzaklarla döşendi. Bu tuzaklardan biri de 1950’lerin ortasında Londra Konferansı sırasında Kıbrıslı Rumların kurduğu EOKA örgütünün Türklere karşı başlattığı saldırılardı. Kıbrıs’taki olaylar Türkiye’de büyük tepkilere neden oldu. O günlerde Atatürk’ün Selanik’te doğduğu evin bombalandığı yalanı kulaktan kulağa yayıldı. Bu haber üzerine İstanbul’da yaşayan gayrimüslimler bir anda hedef haline geldi. Selanik’te Atatürk’ün doğduğu evin yanındaki Türk konsolosluğunun bahçesine atılan iki bombadan birinin patladığı, evin ve konsolosluk binasının camlarının kırıldığı haberi ile Ankara, İstanbul ve İzmir’de halk sokağa döküldü. 6 Eylül 1955’te başlayan 6-7 Eylül Olaylarında, azınlıkların yaşadıkları semtlerde yangınlar çıkarıldı. Kiliselere ve mezarlıklara saldırılar düzenlendi. 6-7 Eylül olaylarının organizatörlerinden biri olan Orhan Birgit’in CHP’de siyaset yaptığını 1974 yılında turizm ve tanıtma bakanlığı yaptığını da hatırlatalım ve bir parantez daha açalım. 6-7 Eylül olaylarına ilişkin Yassıada’da dava açılmasında en büyük rol ise Fuad Köprülü’nün oldu. 27 Mayıs 1960 darbesinden sadece 8 gün sonra bir gazeteye röportaj veren Köprülü, 6-7 Eylül Olaylarıyla ilgili dönemin Başbakan Yardımcısı Fatin Rüştü Zorlu ve Başbakan Adnan Menderes’i suçlayarak “Bu müessif hadisenin baş tertipçisi ve müsebbibi bizzat Menderes’ti. Kıbrıs’ı fethetmek için bu şekilde bir yol takip etmeyi doğru bulmuştur.” ifadelerini kullandı.

Hükümet aleyhine gösteriler düzenlendi

Atatürk’ün evinin bombalanması hadisesinin de bir tertip olduğunu ileri süren Köprülü, “Bizzat tertipçisi Menderes’tir. Kendisine bu aklı yine Kıbrıs fatihlerinden Zorlu vermiştir.” iddiasında bulundu. Bu iddialar üzerine, darbeden sonra Yassıada’da alelacele bir 6-7 Eylül Olayları davası açıldı ve Adnan Menderes ile Fatin Rüştü Zorlu altışar yıl hapis cezasına çarptırıldı. DP’nin kurucularından ve Dışişleri Bakanı olan Fuad Köprülü ile hayli uzun süren bir çekişme içine giren Zorlu, 1957 seçimlerinden sonra 25 Kasım 1957’de Dışişleri Bakanlığı koltuğuna oturdu. Fuad Köprülü’nün kişisel husumeti nedeniyle böyle bir röportaj verdiği ve Zorlu’nun mahkûm edilmesini istediği iddia edilmişti. 6 Eylül 1955 günü başlayan olaylar iki gün boyunca devam etti. Menderes tüm bu hadiselere rağmen yılmadı. 1957 seçimlerinde Demokrat Parti, ilk kez oy kaybı yaşasa da iktidarı bırakmadı. Ancak seçimlerden sonra tansiyon hiç düşmedi. 1946’da çok partili hayata geçilmesinin ardından, 1950 yılında iktidara gelen Demokrat Parti, 10 yıl iktidarda kaldı. Demokrat Parti iktidarının son dönemlerinde ülkede yaşanan gerilim, zaman zaman şiddetle kendini gösterdi. CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün bazı yurt gezilerinin engellendiği ve saldırıya uğradığı yalanları öne sürüldü. Üniversite öğrencileri, hükümet aleyhine gösterilere başladı. İstanbul Beyazıt Meydanı’nda öğrencilerin eylemleri esnasında Orman Fakültesi öğrencisi Turan Emeksiz, seken bir kurşunun başına isabet etmesi sonucu hayatını kaybetti.

“555K”: “5’inci ayın 5’inde saat 5’te Kızılay’da”

Emeksiz’in polis kurşunuyla hayatını kaybettiği yönündeki haberlerle olaylar daha da şiddetlendi. İnönü’nüyle Ankara’dan Uşak’a giden CHP’li gençler, önünden geçtikleri DP il binasını taşladı. Karşılık olarak DP binasından CHP’lilere 1 çay bardağı atıldı. İnönü şehirden ayrılırken de gerilim yaşandı. O gün CHP’ye yakın olan basın yayın kuruluşları İsmet İnönü’nün taşlandığını, başına isabet eden bir taşla yaralandığını yazdı. Ancak o günün görgü tanıkları iddiaları yalanladı. Ülkede yaşanan eylemler nedeniyle İstanbul ve Ankara’da sıkıyönetim ilan edildi. 5 Mayıs 1960 tarihinde Ankara’da bir öğrenci grubu, “555K” yani “5’inci ayın 5’inde saat 5’te Kızılay’da” koduyla gösteri düzenledi. Adnan Menderes, kendisine karşı eylem yapılan yere giderek eylemcilerin arasına girdi. O sırada bir genç Menderes’in boğazını sıktı. Menderes gence “Ne istiyorsun” diye sordu. Genç, “Hürriyet istiyorum” cevabını verdi. Menderes ise “Bir başbakanın boğazını sıkıyorsun bundan ala hürriyet mi var?” ifadelerini kullandı. 21 Mayıs’ta da Harp Okulu öğrencileri sokağa çıktı ve Zafer Anıtı’na kadar “sessiz” yürüyüş yaptı. 27 Mayıs Darbesinden önce yaşanan son gelişmelerdi bunlar. Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki 38 kişilik cunta, 27 Mayıs 1960’ta sabaha karşı yönetime el koydu. Darbe gerekçeleri de “Demokrat Parti’nin ülkeyi baskı rejimine ve kardeş kavgasına götürdüğü” iddiasıydı.

Alparslan Türkeş’in çağrısıyla başlayan darbe

“Sevgili vatandaşlar, dün gece yarısından itibaren, bütün Türkiye’de deniz, hava, kara Türk Silahlı Kuvvetleri el ele vererek memleketin idaresini ele almıştır. Bu hareket, silahlı kuvvetlerimizin müşterek iş birliği sayesinde kansız başarılmıştır. Sevgili vatandaşlarımızın, sükûn içinde bulunmalarını ve resmi sıfatı ne olursa olsun hiç kimsenin sokağa çıkmamalarını rica ederiz.” Darbe, Alparslan Türkeş’in 27 Mayıs 1960 yılında radyodan yaptığı bu anonsla duyuruldu. “Ülkenin gitgide baskı rejimine götürüldüğü” iddiasıyla Milli Birlik Komitesi tarafından gerçekleştirilen darbe sonrasında, bütün antidemokratik yöntemler devreye sokuldu. Milli Birlik Komitesi, Anayasa ve TBMM’yi feshetti, siyasi faaliyetleri askıya aldı, Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes, hükümet üyeleri, DP’li milletvekilleri, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Rüştü Erdelhun ile asker ve bazı üst düzey kamu görevlileri gözaltına alındı. Adnan Menderes, darbe sırasında Kütahya’daydı. Albay Muhsin Batur tarafından gözaltına alınarak Ankara’ya götürüldü ve daha sonra diğer tutuklu DP üyeleriyle Yassıada’da hapsedildi. Kurmaca yargılamalara 14 Ekim 1960’ta, Yassıada’da başlandı.

27 Mayıs darbesi sonrası yapılan propagandalar

27 Mayıs darbesi yapıldıktan sonra Askeri Cunta tarafından ülkenin çok tehlikeli bir uçurumdan son dakikada kurtarıldığı şeklinde yoğun bir propaganda yapılmaya başlandı. Yönetime hâkim olunmuştu fakat hâkimiyetin sürdürülmesi gerekiyordu. Bu sebeple de propaganda yöntemleri kullanılmalıydı. Cunta, idareyi ele alır almaz DP iktidarını akıllara durgunluk veren suçlamalarla itham etmeye başladı. Müdahalenin sebepleriyle birlikte meşruiyetini de kamuoyuna anlatmak istiyorlardı. Askeri cuntanın iddia ettiği sebepler arasında şunlar yer alıyordu: Devrilen iktidar, İstanbul Beyazıt Meydanında hükümet aleyhine gösterilerde bulunmuş öğrencilerin arasından yüzlercesini gizlice öldürmüş ve cesetlerini bilinmeyen yerlere gömmüş veya Et-Balık Kurumu’nun kombinalarında kıyma şekline dönüştürerek hayvan yemi haline getirmişti. Harp Okulunun 1500 öğrencisini toptan imha etmenin hazırlıklarının yapılıyordu. Kars ve Ardahan, Sovyet Rusya’ya satılmıştı. DP iktidarı ülkede bir iç savaş çıkarmayı planlıyor ve kendi adamlarını silahlandırıyordu. DP’li yöneticiler devlet hazinesini soymuştu. İddialar bunlardı.

“Bebek Davası”

Bizzat Cemal Gürsel tarafından halka duyurulan bu yalanlarla gazetelerde de sürekli haberler çıkarıyorlardı. Cunta yönetimi idareyi ele aldıktan sonra bu korkunç iddiaları ispat etmek için araştırmalara başladı. Et-Balık Kurumunun buzdolaplarında ve gizli mezarlarda öldürülen öğrencilerin cesetleri arandı. Bu işte bilgi sahibi olabilecek kişilere işkenceler yapıldı. İç savaş için hazırlandığı öne sürülen silahlar ve sorumluları arandı. Bir taraftan da DP’lilerin bankalardaki paralarına ve özel kasalarına el konuldu. Ve tüm bu yalanlar gazete manşetlerinde ilk sıralardaydı. Menderes’e türlü iftiralar atıldı. “Bebek Davası” bu iftiralardan biriydi. Menderes, sanatçı Ayhan Aydan’ın karnındaki bebeği öldürtmekle suçlandı. İstanbul radyosunda davayı anlatan spiker bile hislerine hâkim olamayıp partizanca davranıyordu: “Masum halkımızın reylerini çalmak ve türlü entrikalar çevirmek suretiyle iktidar mevkiine gelen düşüklerin elebaşlarının milletin parasıyla saltanat sürdükleri devirlerde ne gibi düşük ve süslü işlerle meşgul oldukları bir kere daha meydana çıktı.”

27 Mayıs’tan geriye, darbeye önce çanak sonra alkış tutanlar kaldı

Ancak tabii bebeğin doğum sırasında eceliyle öldüğü tespit edilince dava düştü. Yassıada’daki yargılamalar, 14 Ekim 1960’ta başlayıp 15 Eylül 1961’de karara bağlandı. Toplam 19 dosyada toplanan davalar, “anayasayı ihlal” davasıyla birleştirildi. 592 sanıktan 288’i için idam istendi. Kararı açıklayan Yüksek Adalet Divanı, 15 sanığı idam cezasına çarptırdı. Eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar, eski Başbakan Adnan Menderes, eski Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, eski Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ın idam kararları oy birliğiyle alındı. Celal Bayar hakkındaki karar, yaş haddi nedeniyle müebbet hapis cezasına çevrildi. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan 16 Eylül 1961’de sabaha karşı, Adnan Menderes ise 17 Eylül 1961’de idam edildi. Menderes idam edilmeden önce şunları söyledi: “Dünyadan ayrıldığım şu anda, ailemi ve çocuklarımı şefkatle andığımı kendilerine bildirin. Vatanı ve milleti Allah refah içinde bıraksın.”  Ve sanki idam edilmeyecekmiş gibi “kimseye kırgın değilim.” dedi. 27 Mayıs’tan geriye ise darbeye önce çanak sonra alkış tutan kesimler kaldı. Darbeciler, 27 Mayıs ihanetini “Hürriyet ve Anayasa Bayramı” ilan etti. Bugün Menderes’in kabri binlerce insanın ziyaret ettiği bir anıt mezara dönüştü. Ancak ne yazık ki darbeyi “Hürriyet ve Anayasa Bayramı” olarak kutlayanlar hâlâ var. Örneğin; Atatürkçü Düşünce Derneği, her 27 Mayıs’ın yıl dönümünde darbeye destek mesajı yayınlıyor. Kurmaca yargılamalarla 27 Mayıs darbe dönemi, Türkiye tarihinde kara bir leke olarak zihinlere kazındı. Tüm yalan ve iftiralara rağmen üzerinden yıllar geçse de Adnan Menderes ve arkadaşları hâlâ rahmet ve özlemle anılıyor. Biz de Yassıada’daki hukuksuz yargılamalar sonucu şehit edilen Menderes ve arkadaşlarına Allah’tan rahmet diliyoruz.

Demokrasiye kurulan pusu: 27 Mayıs Darbesi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Mustafa Enis Durak gerçekten mağdur mu? https://yekvucut.com/gundem/mustafa-enis-durak-gercekten-magdur-mu/ Sat, 21 May 2022 12:24:55 +0000 https://yekvucut.com/?p=55334 FETÖ’nün mağduriyet maskesiyle kendini kamufle etme taktiklerinden bir yenisi daha geçtiğimiz haftalarda kendini gösterdi. Bugüne kadar algı operasyonlarına kadınları ve...

Mustafa Enis Durak gerçekten mağdur mu? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
FETÖ’nün mağduriyet maskesiyle kendini kamufle etme taktiklerinden bir yenisi daha geçtiğimiz haftalarda kendini gösterdi. Bugüne kadar algı operasyonlarına kadınları ve çocukları malzeme etmekten hiç çekinmeyen örgüt, bu kez uzun zamandır diline dolamış olduğu askeri öğrencileri şovuna alet etti. Bu oyunun başrolünde ise Mustafa Enis Durak vardı. Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğraf, örgüt ile alakalı alakasız birçok insan tarafından görüldü ve paylaşıldı. Fotoğrafa ilk bakışta genç bir çocuğun annesinin omzuna başını yasladığı ve “çaresiz” bakışları dikkate çarpıyor. FETÖ tetikçisi Sevinç Özarslan tarafından 11 Mayıs’ta paylaşılan fotoğrafta açıklama olarak şunlar yazıyordu:

“Bu fotoğraf iki saat önce İzmir 20. ACM’nin önünde çekildi. Eski askeri öğrenci Mustafa Enis Durak’ın annesine son vedası… 6 ayda 3 kez tutuklanıp Şakran’a gönderildi.”

mustafa-enis-durak-ailesi-avukat

Açıklamanın devamında ise Durak’ın 14 yaşında Maltepe Askeri Lisesi’ni kazandığı, Muğla’da tıp okuduğu bilgileri yer aldı.

Durak’ın kamuoyuna servis edilen mağduriyeti (!) siyasetçiler tarafından da dile getirildi. FETÖ’nün meclisteki temsilcisi HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu, KHK’lılar için eylem planını açıklayan DEVA Partisi’nin İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu gibi isimler de Durak hakkında paylaşım yaptı.

mustafa-enis-durak-ailesi-avukat

mustafa-enis-durak-ailesi-avukat

Dahası bu operasyon sosyal medya ile kalmadı, İtalyan karikatürist Gianluca Costantini tarafından Durak’ın adliyedeki fotoğrafı karikatür haline getirildi, karikatür İstanbul Beyoğlu’nda duvara asıldı. Yalnızca bu örnekler bile, örgütün algıyı ne kadar iyi yönettiğini kanıtlıyor.

mustafa-enis-durak-ailesi-avukat

FETÖ’nün ne kadar tehlikeli bir örgüt olduğu bilincini 15 Temmuz’a rağmen idrak edememiş olan insanlar, 14 yaşında bir öğrencinin örgütle ne alakası olduğunu çözemedi ve Durak’ın tutuklanmış olmasına anlam veremedi.

14 yaş FETÖ üyeliği için yeterli

Oysa örgütün en kanlı ve acımasız isimlerinin çok küçük yaşlardan itibaren militan gibi yetiştirildiği biliniyor. Hakkında kırmızı bülten çıkartılan ve darbe girişiminin kilit isimlerinden Ahmet Zeki Gerehan’ı hatırlayarak hafızalarımı tazeleyelim.

mustafa-enis-durak-ailesi-avukat

Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve Kara Harp Okulu’nda yöneticilik yapmış olan Gerehan’ın FETÖ’cü olduğu henüz 14 yaşındayken tespit edilmişti. Kuleli Askeri Lisesi’nde 1986 yılında FETÖ’cü olduğu gerekçesiyle soruşturulan isimler arasında yer alan Gerehan, TSK’dan “belki kazanırız” umuduyla tasfiye edilmedi. Darbenin İstanbul ayağını planlayan ve başarısız olması sonrası firar eden Gerehan’ın soruşturma geçirirken verdiği kayıtlı ifadeler ise örgütün genç askeri öğrencileri nasıl yetiştirdiğine dair verdiği ipuçları bakımından önemli. Peki Gerehan ne anlatıyor ifadesinde? Mahallesindeki bazı insanların okuldaki başarısından dolayı kendisini eğitmek istediklerini ve bu yönde imkân sağladıklarını, kendisini dershaneye yazdırdıklarını, evlere çağırdıklarını ve FETÖ elebaşının sohbetlerini dinlediğini detaylıca anlatıyor Gerehan. Örgüt abileri tarafından TSK’ya yönlendirilen Gerehan, gözünde sorun olmasına rağmen göz muayenesinden başarıyla geçiyor. FETÖ’nün askeriyeye sızdırdığı ve gözleri görmeyen Gerehan, itiraflarında ima ile namaz kılınması gerektiğinin söylendiğini, çay bahçesinde mahrem abisiyle buluştuğunu da anlatıyor. Gerehan gibi örgütün genç yaşta sızdırdığı bir başka isim ise Muharrem Köse. Bu iki ismin de FETÖ ile irtibatlı olduğu bilinmesine rağmen askeri okullardan ilişikleri kesilmemiş olması, örgütün yaygın kanının aksine 2002’den sonra değil, 1986’dan beri askeriyenin içerisinde kuluçkalandığını kanıtlıyor. Hatta Gerehan’ın, 2014-2015 yılları arasında Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın başkanı olduğu 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü dergisinde çıkan bir makalede imzasının olduğunu da hatırlatalım. 

Mustafa Enis Durak FETÖMustafa Enis Durak kaçarken yakalandı

Örgüt üyesi olmak için yaşın hiçbir önemi olmadığını anlattıktan sonra gelelim Durak’ın mağduriyet dolu hikayesinin diğer açıklarına. Mustafa Enis Durak, 10 Mayıs’ta İzmir 20. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yargılandı ve örgüt üyeliğinden 7 yıl 15 ay hapis cezası aldı. Oysa Durak, aynı gün Adnan Menderes Havaalanı’nda “Ahmet Yılmaz” adına düzenlenmiş sahte Belçika kimliğiyle Almanya’ya kaçarken yakalanmıştı. FETÖ’nün mağdur diye ortaya attığı isimlerin birçoğunun kaçmak üzereyken yakalandığını hatırlatmakta fayda var. Örneğin hamile olduğu için tutuklanmasına tepki gösterilen örgüt üyesi Aslı Ünlü, Edirne’den Yunanistan’a firar etmeye çalışmıştı. Dahası, Durak’ın ankesörlü arama kaydı da bulunuyor. 2014 yılında ankesörlü hatlardan 5 kez arandığı belirlendi. Hakkında itirafçı ifadeleri bulunan Durak’ın, askeri öğrenciyken “Yusuf” ve “Kenan” kod adlı mahrem imamlarla sohbet gruplarında yer aldığı da ortaya çıktı. Durak, örgüt üyeliğinin yanı sıra sahte belgeyle kaçmaya çalışırken yakalandığı için ayrıca “resmi belgede sahtecilik” suçundan da yargılandı. Durak, örgütün mağdur şeklinde servis ettiği isimlerden yalnızca biri. Hakkındaki algı operasyonları bir süre daha gündemi meşgul edecek gibi görünüyor. FETÖ’nün kara propagandasını yaymaya bu kadar hazır siyasetçilerin olması da terör örgütünün işini kolaylaştırıyor.

 

Mustafa Enis Durak gerçekten mağdur mu? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
FETÖ’nün Hava Harp Okulu’ndaki yapılanması deşifre oluyor https://yekvucut.com/feto-gercekleri/fetonun-hava-harp-okulundaki-yapilanmasi-desifre-oluyor/ Thu, 05 May 2022 11:22:47 +0000 https://yekvucut.com/?p=55009 İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen FETÖ soruşturması kapsamında, örgütün Hava Harp Okulu’ndaki yapılanmasına yönelik yeni bilgilere erişildi. Cumhuriyet Savcısı...

FETÖ’nün Hava Harp Okulu’ndaki yapılanması deşifre oluyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen FETÖ soruşturması kapsamında, örgütün Hava Harp Okulu’ndaki yapılanmasına yönelik yeni bilgilere erişildi. Cumhuriyet Savcısı Levent Bilge’nin yürüttüğü soruşturmada, FETÖ’nün Hava Harp Okulu’ndaki varlığı ve 15 Temmuz’daki darbe girişimine kadar adım adım nasıl hareket ettiğine ışık tutuldu. 15 Temmuz darbe girişiminde halkın üzerine bomba yağdıran pilotların nasıl yetiştirildiği irdelendi. İlginç bilgilere yer verilen soruşturmada, FETÖ’cü eski Tuğgeneral Bekir Ercan Van’a geniş yer verildi. Soruşturmada, 15 Temmuz’da Adana İncirlik 10. Tanker Üs Komutanı olarak görev yapan Van’ın Hava Harp Okulu’ndaki yıllar önce başlayan yapılanmanın planlayıcısı olduğu ortaya çıktı. Ayrıca, örgütün TSK içerisinde en önem verdiği yapılanmalardan olan Hava Harp Okulu’nda görev alan şahısların, 15 Temmuz darbe girişiminde aktif rol aldıkları ifade edildi.

Yapılanmanın başı Bekir Ercan Van

İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturmada Milli Savunma Bakanlığı ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın yüzlerce sayfalık ortak raporunu değerlendirdi. Dosyaya dahil edilen evrak ve bilgiler yardımıyla, şikayet konusu birçok olay doğrulandı. Soruşturma, çok sayıda şüpheliyi kapsayacak şekilde genişletildi. FETÖ üyesi havacı Tuğgeneral, Tümgeneral rütbesindeki subaylar sorgulandı. Pek çoğu darbeye teşebbüs suçundan hükümlü, tutuklu ve kamu görevinden ihraç edilmiş subayların sorguları devam etmekte. Dosyada 400’e yakın şüphelinin yanı sıra 500 civarında da mağdur var. Şüpheliler arasında yer alan FETÖ’cü Tuğgeneral Bekir Ercan Van, darbecilerin sözde atama listesinde “Adana Sıkıyönetim Komutanı” olarak yer almış ve darbe girişiminde kilit rol oynamıştı. Van’ın, örgütün Hava Harp Okulu’ndaki yapılanmasının planlayıcılarından olduğu kaydedildi.

fetonun-hava-harp-okulu
Bekir Ercan Van

FETÖ’nün Hava Harp Okulu’ndaki yapılanmasına ilişkin istatistikler

15 Temmuz’daki hain darbe girişiminden bugüne kadar Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan FETÖ iltisakı nedeniyle ihraç edilenlerin sayısının 6 bin 492 kişi olduğu belirlendi. Aralarında subay, astsubay ve diğer personeller bulunan bu kişilerin, FETÖ’cüler tarafından yetiştirildiği, mezun edildiği ve aktif olarak darbe girişimine katıldıkları ifade edildi. Darbe girişiminden bugüne kadar FETÖ irtibatı sebebiyle ihraç edilen jet pilotu subay sayısının ise 927 olduğu belirtildi.

fetonun-hava-harp-okulu

Örgütün, Hava Harp Okulu’nda özellikle 2004 ile 2015 arasındaki süreçte mezun ettiği subaylar, darbe girişiminde önemli noktalarda görev aldı. FETÖ, Hava Harp Okulu’ndaki okul, öğrenci, alay ve bunlara bağlı 4 adet eğitim filosu ile bunlara bağlı kol ve tim komutanlarını titizlikle seçip atıyordu. Bu bilgiden yola çıkılarak darbe girişimine katılıp hapis cezası kararı alanlar ve soruşturmada yer alan şüphelilerin tamamı deşifre edildi.

Darbeci isimler tesadüf değil

Soruşturmada, 15 Temmuz hain darbe girişiminde yer alan isimlerin tesadüf olmadıkları ortaya çıkartıldı. Eski Tümgeneral Fethi Alpay darbe girişiminde Hava Harp Okulu Komutanıydı. 2008-2011 yılları arasında Hava Harp Okulu Öğrenci Alay Komutanlığı, sonrasında ise darbe girişimine kadar Tümgeneral rütbesiyle görev yaptı. Şu anda cezaevinde bulunan Alpay, İstanbul’da görülen ana darbe davasında 88 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı.

Yine eski Kurmay Albay Hasan Hüsnü Balıkçı, 2009-2011 yılları arasında Hava Harp Okulu 2. Filo 22. Kol Komutanı ve 2011-2013 yılları arasında 4. Filo Komutanı olarak görev yaptı. 15 Temmuz’da TBMM’nin bombalanması talimatını jet pilotlarına veren Balıkçı, “yönetici” sıfatıyla Akıncı Üssü’ndeki bütün eylemlerden sorumlu tutularak, 79 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 3 bin 901 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum edilmişti.

fetonun-hava-harp-okulu
Hasan Hüsnü Balıkçı

Bu isimler, Hava Kuvvetleri’nde kendi yetiştirdikleri askeri öğrencilere darbede görev verirken, kendilerinden olmayan öğrencileri ise çeşitli yollarla sindirerek mağdur ediyordu.

KAYNAK: SABAH

 

 

FETÖ’nün Hava Harp Okulu’ndaki yapılanması deşifre oluyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
FETÖ’nün mahrem imamı dikkat çeken itiraflarda bulundu https://yekvucut.com/feto-gercekleri/fetonun-mahrem-imami-dikkat-ceken-itiraflarda-bulundu/ Wed, 17 Nov 2021 10:54:55 +0000 https://yekvucut.com/?p=52054 150 kişiyi deşifre etti Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) Hava Kuvvetleri’ndeki mahrem yapılanmasında yer alan P.M. hakkında, “silahlı terör...

FETÖ’nün mahrem imamı dikkat çeken itiraflarda bulundu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
150 kişiyi deşifre etti

Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) Hava Kuvvetleri’ndeki mahrem yapılanmasında yer alan P.M. hakkında, “silahlı terör örgütü” üyeliğinden dava açılmış ve 13,5 yıl hapis cezası verilmişti. Ancak daha sonra etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmayı talep eden P.M.’nin itirafçı olması sebebiyle cezası 2 yıl 9 ay 22 güne indirildi. Halen İstanbul’da bir devlet okulunda öğretmenlik yaptığının tespit edilmesi üzerine mahkeme, Milli Eğitim Bakanlığı’na da kararı bildirdi. İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yargılanan P.M., örgüt içinde yer alan 150 kişinin ismini verdi, 86 kişinin de teşhis olmasını sağladı. FETÖ’nün mahrem imamı olan itirafçı, “2012-2016 yılları arasından alınan Harp Okulu öğrencilerinin tamamına yakınının FETÖ tarafından sokulduğunu” belirtti.

“Örgüt içi numaralandırmaya göre yerleştiriliyorlardı”

FETÖ’nün mahrem imamı, örgütün Hava Harp Okulundaki yapılanmasına ilişkin önemli bilgiler paylaştı. FETÖ ile ortaokul yıllarında tanıştığını söyleyen itirafçı;
“2012-2016 yılları arasında askeri okula giren Harp Okulu öğrencilerinin tamamına yakınının FETÖ tarafından alınan öğrenciler” olduğunu ve örgütün öğrencileri 5’e kadar numaralandırdığını, F-16 pilotlarının 5’lik FETÖ’cülerden seçildiğini belirtti. Ayrıca, örgütte 4’lük öğrencilerin F-4 pilotu, Casa uçağı veya helikopter pilotu yapıldığını, 3 veya altında numaralandırılanların ise uçuş eğitiminden elenip yer sınıfına alındıklarını anlattı.

Harp Okulunda FETÖ’cü olmayanların yalan ihbar mektuplarıyla karalanıp elenmelerinin sağlandığını ifade eden itirafçı P.M.,

“2012-2016 yılları arasında askeri okula girenlerin tamamına yakını FETÖ tarafından alınan öğrencilerdi. Askeri öğrencileri barkod sistemi ile kodluyordum. İsim ve soy isim tutmamızı istemiyorlardı, daha çok kodlama sistemi uyguluyorduk.” dedi.

FETÖ’nün mahrem imamı ByLock ve Eagle kullanmış

Hava Harp Okulu’nda öğrenciler ve öğretmenler arasındaki ilişkiyi düzenlediğini anlatan P.M., ByLock kullandığını da ifade ederek:

“Hava Harp Okulu öğrenci yapılanmasından sorumluydum. Bana öğrenciler değil, öğretmenler bağlıydı. Benim konumum örgütte genel müdür ve öğretmenler arasındaki bir köprü göreviydi. Sohbetlere katılmayanları ankesörlü hattan aradığımız oluyordu. İkinci telefonumda ByLock kullandım. Hava Kuvvetlerinde daha çok Eagle isimli programı kullanmıştım.” şeklinde konuştu.

FETÖ elebaşını ziyaret etmiş

FETÖ’nün mahrem imamı P.M., FETÖ elebaşı Fethullah Gülen’i ABD’de ziyaret ettiğini ve burada Adil Öksüz ve Kemal Batmaz ile birlikte kaldıklarını anlattı.

“2010 yılında Hava Kuvvetlerinde mahrem yapıda görev yaparken, moral amaçlı olarak ABD’ye gönderildim ve Fethullah Gülen’i ziyaret ettim. ABD’de kaldığım dönem boyunca Gülen’in sohbetine Öksüz ve Batmaz ile birlikte katıldık. O çiftlikte, ayrı odalarda kaldık. Üst düzey yönetici olduklarını daha sonra öğrendim. Bu şahıslarla 2-3 kez daha görüştüm.”

fetonun-mahrem-imami-ne-demek
Adil Öksüz

Ardından, 15 Temmuz darbe girişimini FETÖ’nün gerçekleştirdiğini televizyondan öğrendiğini iddia eden P.M.;

“15 Temmuz 2016 gecesi televizyonu açtığımda, darbe girişimini FETÖ’nün yaptığını öğrenmiş oldum. Darbe sonrası Akıncı üssünde bulunan mahrem imam Kemal Batmaz’ı tanıdığımdan darbe girişiminin bu hain örgüt tarafından yapıldığına kanaat getirdim.” dedi.

Ayrılanları tehdit ettiler

P.M., şunları ekledi:

“15 Temmuz’a kadar yapılanma içerisinde bulunmaya devam ettim, ardından ayrıldım. Telefonumu ve sim kartımı parçalayıp attım. C.Y. evime gelip ‘bu hainliktir’ diyerek, tehdit etti. Bana ‘Ne yapacaktık? Malımıza mülkümüze el koydular.’ dedi. Bu durumu kolluk kuvvetlerine bildirdim. Bunların bu şekilde kan dökeceklerini bilseydim kesinlikle bağlantı kurmazdım.”

KAYNAK: FETÖ GERÇEKLERİ

 

FETÖ’nün mahrem imamı dikkat çeken itiraflarda bulundu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Darbe bildirisi hazırlayan FETÖ’cülere ne oldu? https://yekvucut.com/feto-gercekleri/darbe-bildirisi-hazirlayan-fetoculere-ne-oldu/ Wed, 07 Apr 2021 11:31:12 +0000 https://yekvucut.com/?p=48577 DARBE BİLDİRİSİ NEFRETLE KARŞILANDI Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan emekli 104 amiralin 4 Nisan 2021 tarihinde yayınladığı darbe bildirisi Türkiye’de infiale sebep...

Darbe bildirisi hazırlayan FETÖ’cülere ne oldu? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
DARBE BİLDİRİSİ NEFRETLE KARŞILANDI

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan emekli 104 amiralin 4 Nisan 2021 tarihinde yayınladığı darbe bildirisi Türkiye’de infiale sebep oldu. Darbe bildirisi mantığıyla yazılan ve içinde tehditler yer alan darbe bildirisi sonrası 10 emekli amiral gözaltına alındı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, “Anayasal Düzene Karşı Suç İşlemek için Anlaşma” suçundan soruşturma başlattı. Aralarında 15 Temmuz gecesi bir karakola sığınan emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Bülent Bostanoğlu’nun da yer aldığı, başarısız darbe girişimindeki amirallerin darbe bildirisi içerisinde Kanal İstanbul, hiç tartışılmamış Montrö Sözleşmesi gibi maddelerin yer alması hükûmet tarafından sert tepki ile karşılandı. 15 Temmuz darbe girişiminin acı hatıraları henüz geçmemişken yapılan açıklanan bu darbe bildirisi ve içerisindeki tehditler, darbecilerin akıbetini tekrar hatırlatmayı gerekli kıldı.

 

FETÖ’CÜ AMİRALLER VE GENERALLER TUTUKLANDI MI?

15 Temmuz gecesi katliam yapan general ve amiraller, başarısız darbe girişimi sonrası tek tek gözaltına alınarak yargı önüne çıkarıldı. Tek tek polis gözetiminde isimleri ve makamları söyletilen FETÖ’cü general ve amiraller şaşkınlık içerisindeydi. Yıllarca kendilerini en imtiyazlı zümreden gördükleri için başarısız darbe girişimi sonrası gördükleri muameleden şaşkınlık içerisindeydi. İşte, tekrardan darbe hevesi kuran başta emekli amiraller olmak üzere herkesin ibret alması gereken o isimler ve aldıkları cezalar:

  • Genelkurmay Personel İşlem Daire Başkanı FETÖ’cü Tuğgeneral Uğur Şahin: 7 yıl 6 ay hapis cezası aldı.
  • Konya Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral rütbesi olan Timurcan Ermiş: Ağırlaştırılmış müebbet cezası aldı.
  • Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda görevli Tuğamiral Hasan Kulaç. FETÖ’nün TSK’daki trolü “Analizi Harbiyeli”nin ağabeyi de olan Kulaç, ağırlaştırılmış müebbet cezası aldı.
  • Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Plan ve Prensipler Başkanı Tuğamiral Oğuz Karaman, ağırlaştırılmış müebbet,
  • Jandarma Okullar Komutanı Tuğgeneral rütbesi olan Sadık Köroğlu, ağırlaştırılmış müebbet,
  • Deniz Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanı Tuğamiral Murat Şirzai, ağırlaştırılmış müebbet cezası,
  • Deniz Kuvvetleri Hareket Eğitim Daire Başkanı Tuğamiral İhsan Bakar ağırlaştırılmış müebbet,
  • Genelkurmay İstihbarat Başkanı, Korgeneral Mustafa Özsoy müebbet,
  • YAŞ Üyesi ve Eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk, 141 kez ağırlaştırılmış müebbet cezası alarak en  çok ceza alan isimlerden oldu.
  • 141 kez ağırlaştırılmış müebbet alan bir başka isim Kara Kuvvetleri Kuvvet Gelişim ve Teşkilat Daire Başkanı Tuğgeneral rütbesi olan Erhan Çaha oldu.
  • Genelkurmay Hareket Plan Daire Başkan Yardımcısı Tuğgeneral rütbesi olan Alpaslan Çetin,  müebbet hapis ile cezalandırıldı.
  • 15 Temmuz sonrası yakalandığında üzüntüden kendini duvara yapıştıran Kara Kuvvetleri Personel Plan Üretim Daire Başkanı Tuğgeneral Ahmet Bican Kırker, işlediği suçlar nedeniyle ağırlaştırılmış müebbet cezası aldı.
  • Hava Savunma ve Komuta Kontrol Daire Başkanı Tuğgeneral Kemal Mutlum, katliam işleyen pilotlara emir veren isimlerden biriydi. 79 kez ağırlaştırılmış müebbet cezası aldı.
  • Kara Kuvvetleri Harbe Hazırlık ve Eğitim Daire Başkanı olarak düşmana karşı kullanması gerektiği makamını devlete ve millete karşı kullanan Tuğgeneral Ali Rıza Çağlar, müebbet cezası aldı.
  • FETÖ’cü hainlerin kümelendiği Kara Harp Okulu Komutanı olan Tuğgeneral Ali Rıza Çağlar’a ağırlaştırılmış müebbet verildi.
  • Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Denetleme Değerlendirme Başkanı Tuğamiral Ali Murat Dede, 3 kez ağırlaştırılmış müebbet cezası aldı.
  • KKK Cari Harekat ve Komuta Kontrol Daire Başkanı Tuğgeneral Adem Boduroğlu ve

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Muharebe Elektronik Bilgi Sistemleri Okulu Komutanı Tuğamiral Muhittin Elgin, ağırlaştırılmış müebbet cezası almıştı.

 

HAİNLERDEN KURTULAN TÜRK ORDUSU ESKİ GÜCÜNE KAVUŞTU

Başarısız darbe girişimi sonrası FETÖ’cü hainlerin tutuklanması ve ihraçları sonrası Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Bahar Kalkanı harekâtları düzenleyen kahraman ordumuz, içindeki hainlerden kurtuldukça eski gücüne kavuştu. Kardeş ülke Azerbaycan’ın işgal altındaki Dağlık Karabağ’ı kurtarmasına yardım etti. Başarısız darbe girişimine tevessül edecek hainleri temizledikçe daha güçleneceği şüphe götürmez bir gerçek.

 

FETÖ’nün TSK mahrem yapılanması nedir? BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ.

Darbe bildirisi hazırlayan FETÖ’cülere ne oldu? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
FETÖ’nün işkence timi hesap verecek https://yekvucut.com/feto-gercekleri/fetonun-iskence-timi-hesap-verecek/ Wed, 10 Feb 2021 08:30:40 +0000 https://yekvucut.com/?p=47166 İşkenceciler için hesap zamanı Fetullahçı Terör Örgütü’nün işkence timi adalet önüne çıkarılacak. FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetleri’nde yapılanması için vatansever öğrencilere...

FETÖ’nün işkence timi hesap verecek yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
İşkenceciler için hesap zamanı

Fetullahçı Terör Örgütü’nün işkence timi adalet önüne çıkarılacak. FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetleri’nde yapılanması için vatansever öğrencilere işkence yapan 56 şüphelinin yakalanması için operasyon düzenledi. İstanbul merkezli 15 ilde düzenlenen operasyonda 1’i muvazzaf 56 rütbeli askerden 28’i yakalanarak gözaltına alındı. Hakkında işlem başlatılanlar arasında 15 Temmuz darbe girişimi sonrası FETÖ operasyonlarında tutuklanan isimlerde var. Bu isimlerden biri eski Hava Harp Okulu Komutanı tümgeneral Fethi Alpay. 15 Temmuz darbe girişimi başarılı olsa İstanbul Valisi olarak atanacak Fethi Alpay, darbe gecesi yakalanan subaylara “ya bizimlesiniz ya değilsiniz” diyerek rest çekmişti. İşkence operasyonu ile hakkında işlem yapılan bir diğer isimse 15 Temmuz ihanetinde aktif rol alan dönemin İncirlik Üssü komutanı ihraç Tuğgeneral Bekir Ercan Van oldu.  Cumhurbaşkanı Erdoğan’a suikast timinde yer alan ihraç Binbaşı Taner Berber, Meclisi bombalama emrini veren Hasan Hüsnü Balıkçı, ihraç üsteğmen Kerime Güney ve Ankara’da katliam yapan ihraç üsteğmen Müslüm Macit gibi isimler de FETÖ’nün işkence ekibinde yer aldığı tespit edildi.

İşkence timinde 56 şüpheli var

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunca gerçekleştirilen operasyonda FETÖ’nün TSK’daki işkence timi deşifre edildi. Hava Harp Okulunda eğitim gören vatansever öğrencilere baskı ve işkence yaparak okuldan ayrılmasını sağlayan 56 şüpheli hakkında yakalama kararı verildi. Gözaltı kararı verilen FETÖ şüphelilerin dağılımı şöyle: 10 ihraç albay, 5 ihraç yarbay, 13 ihraç binbaşı, 5 ihraç yüzbaşı ve 1’i muvazzaf 22’si ihraç 23 üsteğmen.

Yakalanan FETÖ üyesi ihraç askerler “müteaddit kez astlarına işkence yapılması hususunda emir vermek ve müteaddit kez işkence yaptırmak, müteaddit kez işkence yapılmasına göz yummak suretiyle suçun örgütlü ve planlı bir şekilde işlenmesine göz yummakla” suçlanıyor.

Ayrılmasaydım intihar ederdim

Harp okullarında FETÖ’cü subayların işkencelerine maruz kalan vatansever öğrenciler yaşadıklarını anlatmıştı. Bu isimlerden Bilkan Pala şunları anlatmıştı: “Eğer ayrılmasaydım intihar ederdim.” Bilkan Pala, örgüt üyesi askerlerin işkencelerini, “Ceza vermek için ceza verilerdi. Bununla beraber, yerde bildiğimiz yerde toz olduğu için yine aynı şekilde ceza aldım. Emre itaatsizlik şeklinde bir iftira cezası aldım. Öyle bir şey yaşanmadığı halde.Ve bunlar oda hapsine dönüştüler. Yasak olmasına rağmen oda hapisleri çektik.

Hâlâ daha antidepresan ilaçları kullanıyorum ve ben hâlâ rüyalarımda o günleri görüyorum ne yazık ki.”

Kaynak: İHA

FETÖ’nün işkence timi hesap verecek yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Gökhan Şahin Sönmezateş’in FETÖ abisine ödül gibi ceza https://yekvucut.com/feto-gercekleri/gokhan-sahin-sonmezatesin-feto-abisine-odul-gibi-ceza/ Thu, 09 Jul 2020 15:29:30 +0000 http://yekvucut.com/?p=31565 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a suikast girişimini planlayan ve yöneten eski tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş ve eski Hava Harp Okulu...

Gökhan Şahin Sönmezateş’in FETÖ abisine ödül gibi ceza yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
15 Temmuz darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a suikast girişimini planlayan ve yöneten eski tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş ve eski Hava Harp Okulu Komutanı tümgeneral Fethi Alpay’ın “mahrem imamı” olduğu ortaya çıkan eski Gençlik ve Spor Bakanlığı çalışanı Mehmet Topdemir, “silahlı terör örgütüne üyelik” suçundan 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuklu sanık Topdemir, tutuklu bulunduğu Keskin Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katılırken avukatı mahkemede hazır bulundu.

Mahkeme Başkanı Şuayıp Arslan, dava dosyasına gelen evrakı okudu, ardından cumhuriyet savcısına söz verdi.

Savcı, önceki celsede bildirmiş olduğu mütalaayı tekrarladığını belirterek, sanığın FETÖ üyeliğinden cezalandırılmasını ve tutukluluk halinin devamını talep etti.

Esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanda bulunan Topdemir, suçsuz olduğunu FETÖ ile ilgisinin bulunmadığını öne sürerek beraatını talep etti.

Sanık avukatının beyanının ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 10 yıl hapis cezası verdiği Topdemir’in tutukluluk halinin devamına hükmetti.

Generallerin “mahrem imam”lığını yapmıştı

Topdemir’in “mahrem imam”lığını yaptığı isimlerden Hava Kuvvetleri Komutanlığında görevli eski tuğgeneral Sönmezateş’in, darbe girişimi gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Marmaris’te kaldığı otele yönelik saldırıyı yönettiği belirlenmişti.

Sönmezateş, Muğla’daki suikast girişimi davasında, “Anayasayı ihlal”, “Cumhurbaşkanına suikast” ve 2 kez “yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme” suçunu işlediği gerekçesiyle 4 kez ağırlaştırılmış müebbet, “nitelikli kasten yaralama” suçundan 6 yıl, “nitelikli kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçundan 18 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

“Genelkurmay çatı” davasında ise Sönmezateş, 137 kişiye yönelik “kasten öldürmek” suçundan 137 defa ağırlaştırılmış müebbet, 27 kişiye yönelik “kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan 432 yıl, 12 defa “kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak” suçundan da 108 yıl hapse mahkum edilmişti.

Topdemir, darbe gecesi yayınlanan atama listesinde “İstanbul Valisi” olarak görevlendirilen eski Hava Harp Okulu Komutanı tümgeneral Fethi Alpay’ın da “mahrem imamı” olduğu tespit edilmişti. Alpay, İstanbul’da görülen ana darbe davasında 88 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı.

Gökhan Şahin Sönmezateş’in FETÖ abisine ödül gibi ceza yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
FETÖ aday numaralarını kodlayarak örgüt üyelerini TSK’ya yerleştirmiş https://yekvucut.com/feto-gercekleri/feto-aday-numaralarini-kodlayarak-orgut-uyelerini-tskya-yerlestirmis/ Fri, 12 Jun 2020 17:19:46 +0000 http://yekvucut.com/?p=30837 Fetullahçı Terör Örgütü’nün TSK’daki yapılanmasına yönelik operasyonda gözaltına alınan şüphelilerinin itirafları, ihanet şebekesinin sızma taktiklerini bir kez daha ortaya çıkardı....

FETÖ aday numaralarını kodlayarak örgüt üyelerini TSK’ya yerleştirmiş yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Fetullahçı Terör Örgütü’nün TSK’daki yapılanmasına yönelik operasyonda gözaltına alınan şüphelilerinin itirafları, ihanet şebekesinin sızma taktiklerini bir kez daha ortaya çıkardı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının FETÖ’nün TSK yapılanmasına yönelik soruşturması kapsamında gözaltına alınanların ifade verme işlemleri devam ediyor. Şüphelilerin terör örgütünün mahrem imamları ile ankesörlü hatlardan görüştükleri tespit edilen ve bir kısmı hakkında örgüt ile irtibatlı ve iltisaklı olduklarına dair ifade bulunuyordu.  Şüphelilerin dağılımı 8’i aktif görevde olmak üzere 27’si Deniz, Hava ve Kara kuvvetleri komutanlıkları personeli, 10’u askeri öğrenci, 7’si “mahrem imam” olmak üzere toplam 44 kişiydi.

Gözaltında bulunan şüphelilerden 10’u etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanma talebiyle örgütün çözülmesi yönünde ifade verdi.

Adayların numaraları kodlandı

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı 2013 yılı Deniz Harp Okulu ve Deniz Astsubay Meslek Yüksekokulu Öğrenci Seçim Mülakat Sınavı’na müracaat eden adayların, aday numaralarının kodlandığı, bu hususun, mahrem şahıslar tarafından komisyonda görev alan mensuplarına bildirildiği tespit edildi.

Kodlama sistemine göre, 6 haneli olan aday numaralarının 2. ve 3. hanelerindeki rakamların toplamı 9, 10, 11 ve 12 olanların, örgüt tarafından TSK’ye alınması istenilenler olduğu belirlendi.

Söz konusu sınava 18 bin 465 adayın girdiği, 5 bin 326 adayın, aday numarasının bu şekilde kodlandığı, alınan ifadelerden ve bilirkişi raporundan tespit edildi.

Gözaltına alınan 3 şüphelinin aday numaralarının örgüt kodlamasına uyduğu, bu şekilde örgüt mensubu kurul üyelerinin örgütün mimlediği öğrencileri tanıyarak mülakattan sorunsuzca geçirdiği, “örgüt abileri” vasıtası ile örgüte mensup öğrencilere kodlama verildiği ve bu şekilde askeriyeye eleman kazandırıldığı belirlendi.

Öğrencilere “askeri mülakat tatbikatı” yaptırıldı

Şüpheliler, “örgüt abileri”nin himayesinde bulunan öğrencilere “askeri mülakat tatbikatı” yaptırdığını, askeri sınavları kazanacaklarını söyleyerek çocukları motive ettiklerini, öğrencileri uzaktan takip ettiğini, askeri okulu kazanan öğrencileri başka bir “örgüt abisi”ne devrettiklerini, bu “örgüt abisi”nin 15 günde 1 kez çocukların bulunduğu ile giderek bu çocuklarla temas kurduğunu ve örgüt sempatizanlarının evlerinde buluştuklarını anlattı.

Buluşmalarda bir sonraki buluşma tarihinin kararlaştırıldığını dile getiren şüpheliler, öğrencilerden “örgüt abisi” ile kesinlikle telefon ile irtibat kurmamalarının, zorunlu durumlarda aramak için de “örgüt abisi”nin telefon numarasını herhangi bir kitaba karışık rakamlar içerisine yerleştirerek yazmalarının istendiğini, “örgüt abileri”nin de aynı yöntemi izlediğini söyledi.

Şüpheliler, bu buluşmalarda örgütsel sohbetler yapıldığını, okul hakkında abilerin bilgi istediğini, öğrenci buluşmaları aksatırsa “örgüt abisi” tarafından defalarca ankesörlü telefonlardan arandığını, öğrencilerin örgütsel faaliyetlerine devam etmeleri konusunda baskı kurulduğunu, örgütsel toplantılara katılmayan öğrencilere okulda örgüt üyesi askeri personeller tarafından ağır cezalar verildiğini kaydetti. Şüpheliler, “örgüt abileri”nin, yaz tatillerinde toplantıya gitmeyen öğrencilerin ailelerini ziyaret ederek ikna etmeye çalıştıklarını ifade etti.

Öğrencilerin okuldan mezun olduktan sonra yine tanımadıkları bir “örgüt abisi” tarafından arandıklarını ve atamasının yapıldığı ilde birlikte kalacağı kişiler ile tanıştırıldıklarını anlatan şüpheliler, mezun olan öğrencilerin yine “örgüt abisi”nin talimatı doğrultusunda aynı evde ikamet ettiklerini, “örgüt abisi”nin ara sıra bu eve gelerek örgütsel faaliyet yürüttüğünü, maaşlarından “himmet” adı altında para talep ettiğini aktardı.

FETÖ aday numaralarını kodlayarak örgüt üyelerini TSK’ya yerleştirmiş yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>