Scroll Top

Özel Haber: Suudi Arabistan ve BAE medyası Erdoğan’a karşı saldırıya geçti

baevesuud

ABD Başkanı Trump’ın kanunsuz Kudüs kararında BAE ve Suudi Arabistan’ın destek verdiği iddia edilmişti. İstanbul’daki Kudüs toplamtısına katılmayan Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’ın, bununla da yetinmeyip Ürdün ve Filistin’i İstanbul’a göndermemek için uğraştığı ortaya çıkmıştı.

BAE Dışişleri Bakanının Türkiye ve Erdoğan aleyhine yazılan küstah tweeti paylaşması büyük tepki çekti. Middle East Monitor’de bugün yayınlanan bir makaledeyse BAE ve Suud medyasının Türkiye aleyhine saldırıya geçtiğini yazdı.

Makalenin tercümesi

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı üzerine Kudüs için olağanüstü toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı zirvesi biter bitmez, bir kısım Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) yayın organlarında Türkiye ve İran’a karşı daha önce görülmemiş ölçüde saldırılar başladı.

Quds Press ile mülakatı sırasında, Türk-Arap Stratejik Çalışmalar Enstitüsü Genel Sekreteri Bedrettin Habiboğlu, “Kudüs meselesi Arap rejimlerinin çoğunu, özellikle Körfez rejimlerini, bilhassa da Suudi Arabistan’ı etkiledi” dedi.

Habiboğlu Suud ve BAE medyasındaki söz konusu saldırıların, bu ülkelerin ABD ve İsrail’in Kudüs planında yer aldıklarını açıkça ortaya koyduğunu belirtti. Habiboğlu bu planın, “Filistin davasını terk ederek Kudüs’ü satmak karşılığında Muhammed bin Salman’ın iktidarını güçlendirmek ve bölgeye dayatmak istediği yeni vizyonu desteklemek” olduğunu söyledi.

Habiboğlu konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Türkiye’nin İslam dünyasında marjinalleştirilmesine çalışmak Amerikalılar ve Siyonistlerin planlarının bir parçası. Bu plan Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından da destekleniyor… Bu saldırıların nedeni ABD’nin Kudüs kararına karşı Türkiye’nin aldığı pozisyonun güçlü olması ve bu pozisyonun Filistin, Arap ve de İslam ülkeleri sokaklarında protestoları harekete geçirmesidir.”

Habiboğlu “Türkiye, ABD’nin Kudüs kararına karşı Filistinliler, Araplar ve Müslümanlar için güçlü bir duruş sergilemeyi amaçlıyor ve Suudi Arabistan’a odaklanmıyor. Aksine, Türkiye yalnızca Siyonist yapıya ve ABD’ye karşı bir duruş sergiliyor. Fakat cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi, eğer bugün Kudüs’e sahip çıkamazsak yarın Mekke ve Medine’yi de koruyamayız.” diye konuştu.

Quds Press ile Cenevre’de yaptığı mülakatta, Cenevre Uluslararası İlişkiler ve Kalkınma Konseyi Genel Sekreteri Anouar Gharbi “Türkiye ve cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aleyhine bazı Suudi ve BAE medya organlarında yapılan kampanyalar Arap ve İslam halklarının menfaatine hizmet etmiyor, aksine doğrudanbbugünün meselesine zarar veriyor: Kudüs meselesine.” dedi.

“Bu kampanya, İsrail’de Erdoğan aleyhine yapılan kampanyaya benziyor. Mesela Suudi haber sitesi Elaph gazetesinde İsrail İstihbarat ve Ulaştırma Bakanı Yisrael Katz ile röportajda, Erdoğan ve Türkiye hakkındaki aşırı sağcı söylemlerine yer veriliyor” dedi.

Gharbi “makul ve bilge Suudi politikacıları, ülkeyi hızlıca sürüklendiği bu bataktan kurtarmaya” çağırdı.

Gharbi, “Suudi Arabistan bugün tehlikeli bir yol ayrımındadır. Arap halklarının adalet, haysiyet ve özgürlük rüyalarını boşa çıkarmak için her cephede savaşan Birleşik Arap Emirlikleri’nin arkasında durmak, Suudi halkının çıkarlarına hizmet etmeyen tehlikeli bir seçimdir.” dedi.

Al-Gharbi, “Bazı Birleşmiş Milletler raportörleri Suudi Arabistan’daki insan hakları ihlalleri ve Suudilerin kutsal mekânları korumadaki yeterliliklerini sorgulayan dosyalar üzerinde çalışıyorlar. Ayrıca, Suudi devlet görevlilerinin Yemen’de işlediği iddia edilen savaş suçları, 11 Eylül saldırılarındaki rolü ve rüşvet iddiaları sebebiyle yargılanmalarını talep eden dilekçeler de BM tarafından inceleniyor.” sözleriyle konuşmasına devam etti.

Al-Gharbi Quds Press ile mülakatını, “Kıble’nin ve iki kutsal mescidin bulunduğu ülke olan Suudi Arabistan’ın kendi halkına düşman bir tutum takınması ve de aksine uluslararası toplum tarafından alınan meşru kararları çiğneyen Siyonist ajandaya hizmet etmesi anlaşılamaz bir durum” diyerek noktaladı.

Suud Medyası Kâbe’ye atılan füzelerden Erdoğan’ı suçladı 

Suudi Arabistan’ın Al Riyadh gazetesi ise pazartesi günü yayınlanan Dr. Abdullah Nasser al-Fawzan imzalı makale ile Türkiye ve İran’a saldırdı. Al-Fawzan, Türkiye ve İran’ın tutumunu “Suudi Arabistan’a karşı lafla caka satmak” olarak adlandırdı.

Fawzan makalesinde, “İran cumhurbaşkanı bizimle ilişkilerin yeniden kurulmasına bir itirazı olmadığını söylüyor ve eğer Suudi Arabistan şunu yaparsa, eğer Suudi Arabistan bunu yaparsa diye şartları sıralıyor ve Suudi Arabistan’a karşı terbiyeli bir insanın telaffuz etmeyeceği saldırgan sözler sarfediyor. İran cumhurbaşkanı sanki ilişkileri kesen (biz değil de) onlarmış gibi, sanki ilişkileri yeniden kurmak için kapılarında yalvarıyormuşuz gibi davranıyor. Şimdi de Erdoğan, krallığın hiçbir hükümdarının şu ana kadar onun hakkında herhangi kötü bir söz söylememiş olmasına rağmen tacizlerine devam ediyor. Erdoğan Kudüs’ü bir bahane olarak kullandı ve şimdi de komik bir şekilde Mekke’yi, Medine’yi ve Kâbe’yi İsrail’den korumaktan bahsediyor ve kendini buranın büyük koruyucularından biri olarak görüyor. Erdoğan sanki işbirliği yaptığı İran’ın Husiler eliyle Mekke ve Kâbe’ye roketlerle saldırdığını bilmiyormuş gibi konuşuyor… O yüzden ne kadar erken o kadar iyi. Mekke’yi ve Kâbe’yi savun ey Kurtarıcı!” diye yazdı.

Al-Fawzan makalesine şöyle devam ediyor: “Tüm meselenin boş konuşma ve yalandan ibaret olduğunu anlıyoruz. Eğer ciddi İran cumhurbaşkanı ciddi olsaydı Erdoğan’dan, bize İsrail ile gizli işler çevirme iftirasını atmak yerine, kendisinin İsrail ile alenî olan ilişkilerini kesmesini isterdi. Ve bu ilişkiler (bölgedeki) bütün tehlikenin kaynağı.”

Benzer gönderiler