Kılıçdaroğlu’nun iddialarının ardından Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı, konuya ilişkin açıklamada bulundu.

“Daha önce sayfalarımızdan açıklama yapılmasına rağmen, son dönemde yaşanan tartışmalar nedeniyle Bataklık Soruşturması hakkında bilgilendirmeye ihtiyaç duyulmuştur. Bataklık Soruşturmasına Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde 3 Aralık 2019 tarihinde başlanmıştır. Bataklık Soruşturması uyuşturucu kaçakçılığından elde edilen suç gelirlerinin aklanmasına yönelik bir soruşturmadır. Amacı suç gelirlerine ve suçtan kaynaklı malvarlığı değerlerinin aklanması suçuna müdahale etmektir. Cumhuriyet tarihinin en büyük uyuşturucuya bağlı suç gelirleri soruşturmasıdır. Örgütlü olarak suç gelirini aklayan kişiler konu edilmiştir. Ülkemiz dışında Türk uyruklu kişiler tarafından gerçekleştirildiği tespit edilen, Hollanda, Peru, Brezilya, Fransa, İtalya, Ekvador ve Belçika’da yakalanan 18 ton civarında kokain, İspanya ve Akdeniz’de yakalanan 30 tonun üzerinde esrar ve 5 tonun üzerinde baz morfin, Hollanda ve İspanya’da yakalanan 180 kilogram civarında eroin yakalanmasına yönelik operasyonlar soruşturmanın dayanağını oluşturmaktadır. 6 ay boyunca yürütülen soruşturma 30 Haziran 2020 tarihinde operasyona çevrilmiştir. Operasyon kapsamında kamuoyunda baron olarak bilinen Nejat D., Çetin G. ve Halil A. isimli 3 suç örgütü liderinin de aralarında bulunduğu 79 şüpheli hakkında adli işlem yapılmıştır. 4 Temmuz 2020 tarihinde adli makamlara sevk edilen şüphelilerden 34’ü tutuklanmıştır. 24 Haziran 2021 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianame düzenlenmiş ve düzenlenen iddianame Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilerek 73 sanık hakkında yargılamaya başlanmıştır. Soruşturma ve kovuşturma kapsamında İngiltere, Fransa, İtalya ve Sırbistan gibi ülkelerle iş birliğine gidilmiş ve 8 ülkeye 13 adli istinabe talebi gerçekleştirilmiştir. Bunlardan sadece 4’üne cevap alınabilmiştir. Yargılama yurt dışında Türk vatandaşlarının karıştığı narkotik madde ticaretine dayanmaktadır. Dolayısıyla adli yardımlaşma taleplerine verilecek cevaplar önem arz etmektedir. Birçok adli istinabe talebine cevap verilmemesi ve hukuk sistemimize tutuklulukta geçen en fazla sürenin tamamlanmasından dolayı, tutuklu sanıklar ilgili mahkememiz tarafından 08 Eylül 2022 tarihinde adli kontrol şartıyla ve tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştır. Sanıkların tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılması beraat ettikleri anlamına gelmemektedir.”

Kemal Kılıçdaroğlu’nun iddiaları yapılan açıklamayla yalanlanmış oldu.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun Bataklık Operasyonu İddiası yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Kızı sosyal medyada paylaştı

Eski istihbaratçı Enver Altaylı’nın kızı ve avukatı Dilara Yılmaz, sosyal medya hesabından tutuklamaya ilişkin açıklamada bulundu. Yılmaz, FETÖ’cü Enver Altaylı hakkında şunları kaydetti:

“19 Ağustos 2022’de müvekkilim/babam Enver Altaylı savcılık ifadesi için adliyeye götürüldü. 79 yaşında ve yüksek tansiyon hastası babam 1-2 saat adliyede tutuldu. Babama yaşatılanlar nedeniyle günün sonunda insanlık ve hukukumuzun geldiği durum adına hicap ettim. Sorgunun ardından savcı, zaten tutuklu olan babamı tutukluluk talebiyle sulh ceza hakimliğine sevk etti. Babam 3. Sulh Ceza Hakimliğinde savunmasına başladı. 1 dakika sonra hâkim, 79 yaşındaki babama bağırarak savunma yapmasına engel oldu. Bunun üzerine zaten rahatsızlığı bulunan babam yüksek tansiyon sebebiyle bayılarak yere düştü. Tutuklanmasına ilişkin kararı ise, en baştan verilmiş olan bir kararın tarafımıza sergilenmesinden başka bir şey değildi.”

FETÖ’cü Enver Altaylı talimatı suikast hücresine iletti

Savcılık, Necip Hablemioğlu suikastının talimatını veren Mustafa Özcan’a bu süreçte FETÖ’den tutuklu eski istihbaratçı Enver Altaylı’nın yardımcı olduğunu tespit etmişti. FETÖ’cü Enver Altaylı ayrıca Özcan’ın verdiği cinayet talimatını 6 kişilik suikast hücresine iletti. Bu süreçte ise şoförü Nizamettin Afşar da kendisine yardım etti. Afşar, Aydın Köstem aracılığıyla Özel Kuvvetler Komutanlığı ile irtibatlandı. Köstem, bu vasıtayla Nuri Gökhan Bozkır ile bir araya geldi. Bozkır, aynı zamanda cinayet sırasında bölgede olan Mehmet Narin, İrfan Birkan ve Birol Ercan ile de irtibat kurmuştu.

Necip Hablemitoğlu suikastına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında 2016 yılında, eski Sağlık Bakanı Halil Şıvgın’ın ifadesi tanık sıfatıyla ifade vermişti. Şıvgın, FETÖ’cü Enver Altaylı hakkında şu ifadeleri kullanmıştı:

“Mustafa Özcan ile İstanbul’da Samanyolu TV’de katıldığım bir program sonrasında tanıştım. Enver Altaylı program sonrasında Mustafa Özcan ile birlikte dışarda bekliyorlardı. Altaylı, Mustafa Özcan’ı özellikle tanıştırmak için beklediklerini söyledi. Özcan kendisini tanıtırken kitap, kırtasiye gibi işlerle meşgul olduğunu söyledi. Sanırım Altaylı, Özcan’a, Hablemitoğlu’nun Fetullah Gülen ile ilgili yaptığı çalışmayı söylemiş olacak ki bana, ‘Bir doçent bununla ilgili bir çalışma yapıyor. Biz bu kişi ile nasıl görüşürüz?’ şeklinde soru sordu. Ben de, ‘Bu konuya karışmam, beni ilgilendirmez’ dedim. Görüşme sonrasında Hablemitoğlu’nu bu konuda bilgilendirdim. Altaylı, benim büroda Hablemitoğlu’nun yaptığı işlerle ilgili ‘Ivır, zıvır’ demesine rağmen Mustafa Özcan’a farklı aksettirmiş ki benden yardımcı olmamı istedi.”

KAYNAK: AYDINLIK

FETÖ’cü Enver Altaylı “Hablemitoğlu” soruşturmasında tutuklandı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

FETÖ’cü kaymakam KPSS sınav sorularını almış

Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesinin eski kaymakamı Hamza Özer hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu tarafından Mülkiye Teşkilatı Mahrem Yapılanması operasyonunda hakkında soruşturma başlatılmıştı. Bu soruşturma kapsamında ihraç edilen ve yargılanan FETÖ’cü kaymakam Özer’in, 2010’da örgütün KPSS çalışma evlerinde kaldığı dönemde kendisine soruların verildiği, yemin ritüelinin ardından deneme şeklinde olan soruları aldığı belirtildi. Operasyonel hatlar aracılığıyla mahrem imamlarla irtibat kurduğu, Ankara, Samsun ve Trabzon’da da 5 farklı ankesörlü hattan 8 kez arandığı da ortaya çıktı.

15 Temmuz’da lojmandan çıkmadığı telefonlara bakmadığı belirlendi

FETÖ’cü kaymakam Hamza Özer hakkında ifade veren E.K., Özer’in 15 Temmuz darbe girişimi gecesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın darbecilere direniş için yaptığı “sokağa çıkın” çağrısına rağmen lojmanından çıkmadığını ve gece boyu telefonlara bakmadığını söyledi. E.K. şu ifadeleri kullandı:

“Hamza Özer ile şu an tutuklu olan Sarıveliler kaymakamı çok yakın arkadaşlar. Hatta izin almaksızın birlikte birkaç defa Ankara’ya gittiklerini de duydum. Ayrıca Hamza Özer yılın büyük bir kısmında görevinin başından bulunmuyordu. Çoğu kez Ermenek kaymakamı vekalet ediyordu. Hamza Özer ile ilgili geldiğinden bu yana halk arasında cemaat ile bağlantısı olduğu konuşulmaktadır.”

Özer hakkında ifade veren H.H.K ise, kaymakam A.Ö.’nün normalde her akşam saat 6-7’ye kadar çalıştığını, ancak darbe girişiminden 2 gün önce işlerin çok yoğun olmasına rağmen kaymakamlığa sadece 1 saat gelip gittiğini söyledi. O geceden 2 gün öncesinde kaymakamlığa gitmeyen A.Ö.’nün Hamza Özer ile birlikte olduğunu belirten H.H.K. şu beyanlarda bulundu:

“A.Ö. bu iki günü Hamza Özer ile birlikte geçirmiş. Hatta 14-15 Temmuz geceleri A.Ö.’nün kaymakamlık konutunda birlikte kalmışlar. Darbe girişiminde bulunulduğu gece de Kaymakam A. Ö. mülki amir olmasına rağmen yapılması gerekenlere ilişkin hiçbir talimat vermeyip kendisi dışarı çıkmamıştır. Hatta yazı işleri müdürü defalarca aramasına rağmen kendisine ulaşamamış. Whatsapp’dan yazmış olduğu mesajı da okumuş ancak cevap yazmamış. 16 Temmuz öğlenine kadar hiçbir şekilde dönüş yapmamış. Daha sonra Hamza Özer Sarıveliler Kaymakamlığına vekaleten baktı.”

KAYNAK: SABAH

FETÖ’cü kaymakam hakkında 15 yıl hapis istemi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

KPSS kopya iddiaları FETÖ’ye uzandı

Bu gelişmeler, akıllara neredeyse her alanda yapılan sınavların sorularını çalıp kendi elemanlarına dağıtan FETÖ’yü getirdi. Hürriyet gazetesi yazarı Nedim Şener, 5 Ağustos tarihli yazısında, Yediiklim Yayınevi’nin sahibi Münir Çelik’in daha önce FETÖ soruşturması geçirdiğini ortaya çıkardı. Şener’in yazısına göre Çelik hakkında Ankara Cumhuriyet Basavcılığı’nın  2018/207810 sayılı soruşturma kapsamında FETÖ üyeliğinden işlem yapıldı. “Kovuşturmaya Yer Olmadığı” kararı verilen Çelik’in ifadesinde, 17-25 Aralık kumpasından önce FETÖ’ye 5000 TL kurban bağışı vererek yardımda bulunduğu bilgisi paylaşıldı. Şener ayrıca, Çelik’in sahibi olduğu Yediiklim şirketinin Zaman gazetesine iki aboneliğinin olduğu ancak daha sonra iptal ettirildiğini aktardı.

Şener, Yediiklim Eğitim Bilgisayar Yayıncılık Sanayii ve Ticaret Limited Şirketi hakkında Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın 2016/18019 sayılı soruşturma yürüttüğünü bildirdi. Gazeteci Şener, Yediiklim’in hazırladığı soru kitapçıklarında KHK ile ihraç edilmiş FETÖ’cü eğitimcilerin SGK kaydı olmadan görev yaptığı iddialarını da gündeme taşıdı. 

Mali Şube ekipleri, soruları yayınlayan Yediiklim Yayınevi’ne ait iki adreste arama düzenledi. Ankara Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen soruşturmanın ÖSYM’ye de uzanacağı kaydedildi. Yayınevinin dershanesi ve yayınevindeki tüm dijital materyallere, soru kitapçıkları, deneme kitapçıkları ve testlere el konuldu. Tüm materyallerin detaylıca inceleneceği ifade edildi.

KPSS sorularını yayınlayan yayınevi FETÖ bağlantılı çıktı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

“Türkiye’ye girerlerse tutuklanacaklar” diyerek isimleri gizlediler

Avusturya’nın Kurier gazetesinin 28 Temmuz tarihli haberine göre, İçişleri Bakanı Gergard Karner, casusluk suçlamasını onayladı. Kurier, Türkiye’nin 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminden FETÖ’yü sorumlu tuttuğunu ve Ankara’ya göre Gülen yandaşlarının (FETÖ mensupları) terörist olduğunu belirtti. Tutuklanan şahısların bugüne kadar ihbar ettikleri isimleri paylaşmaktan çekinen gazete, “Türkiye’ye girerlerse tutuklanacaklar.” ifadelerini kaydetti.

Haberde, İçişleri Bakanı Karner’in, “Devlet Güvenlik ve İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı ve Tirol Anayasasını Koruma Devlet Dairesi, titiz, tutarlı ve isabetli soruşturmalar yoluyla temel demokratik değerlerimizin korunmasına önemli katkılarda bulundu.” şeklindeki açıklaması yer aldı. Innsburck savcılığından bir sözcünün, zanlıların tutuklama başvurularının reddedildiği, ancak temyiz başvurusunda bulunulduğunu söylediği belirtildi.

Avusturya FETÖ sempozyumuna izin vermişti

Avusturya, FETÖ yapılanmasının güçlü olduğu Avrupa ülkeleri arasında bulunuyor. FETÖ, 2017 yılında, Avusturya Harp Akademisi’nde sempozyum organize etti. FETÖ elebaşının onursal başkanı olduğu Friede Diyalog Enstitüsü ile Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın, Katolik Kilisesi’nin Din ve Barış Enstitüsü partnerliğinde düzenlenen sempozyumda, Gülen’in mesajları paylaşıldı. 27 Şubat’ta yapılan “Ekstremizmi Önlemede Dinin Rolü” başlıklı sempozyum, 5.5 saat boyunca devam etti. 17 ülkenin diplomatik temsilcisinin yanı sıra Almanya ve Avusturya’nın dışişleri bakanlıklarının “Dinlerarası Diyalog” ile “Dinlerin Barış Sorumlulukları” ünitelerinin başkanları da katılım sağladı. 
 

Avusturya FETÖ’cülere sahip çıkıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

FETÖ’nün kumpas savcılarını makam aracıyla kaçırmış

2015’te, Zekeriya Öz ve Celal Kara hakkında, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldıramaya teşebbüs etmek” ve “Örgüt kurmak” suçlarından yakalama kararı çıkartılmıştı. Ancak bu karardan 12 saat önce, 10 Ağustos 2015 tarihinde Öz ve Kara, Sarp Sınır Kapısı’ndan yurt dışına firar etti. Daha sonra, firari savcıların Ermenistan’a kaçırıldığı bilgisine ulaşıldı. Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü ve Başbakanlık İletişim Merkezi’ne yapılan ihbarlarda, firari FETÖ’cüler Sarp Sınır Kapısı’ndan kaçtıktan iki gün sonra, Posof Kaymakamı Alibeyoğlu’nun devlet tarafından kendisine tahsis edilen makam aracı ile Türkgözü Sınır Kapısı’na giderek savcılarla buluştuğu, Öz ve Kara’yı aynı araç ile Ermenistan’a kaçırdığı ifade edildi.

Hakkında tanık beyanları var

FETÖ’nün kumpas savcılarını kaçıran eski Kaymakam Ufuk Özen Alibeyoğlu, Ardahan Posof’ta görevdeyken imamların giyimlerine ilişkin “paçoz” demesiyle konuşulmuştu. Alibeyoğlu, “Ütüsüz pantolon giymenin din ile imanla ne ilgisi var? Köyde öğretmen grand tuvalet gezerken sen niye paçoz geziyorsun?” şeklinde konuşmuştu.

Alibeyoğlu hakkında, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 15 yıla kadar hapis cezası talebiyle iddianame hazırlandı. İddianamede, ankesörlü hatlardan arandığı, operasyonel hat ile mahrem imamla iletişim kurduğu ve FETÖ mensupları ile arasında para transferi yapıldığı bilgileri yer aldı.

Y.K.Y isimli örgüt mensubu, Erzurum ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen FETÖ’nün Mülkiye Teşkilatı Mahrem yapılanması soruşturması kapsamında ifade verdi. Alibeyoğlu’nun da bulunduğu sohbet grubuna katıldığını söyleyen Y.K.Y., “Ali” kod adlı örgüt imamının Alibeyoğlu’na özel ilgi gösterdiğini belirtti. Y.K.Y., şu ifadeleri kullandı:

“Bu özel ilginin somut nedenini bilemiyorum. Ufuk Özen Alibeyoğlu‘nun daha öncesinde örgüt kapsamında abi olduğunu düşünüyorum. Kaymakam adaylığı yıllığında yine ihraç edilen bir iki şahsın ona abi diye hitap ettiğini gördüm.”

KAYNAK: SABAH

FETÖ’nün kumpas savcılarını kaçıran isim deşifre oldu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Fiyatlarla oynamak Türkiye’de sık sık yaşanan bir olay haline geldi. Son olarak demir çelik piyasasını manipüle ederek fiyat istikrarını bozmaya çalıştılar. Demir çelik fiyatlarını manipüle eden, 105 milyar liralık sahte faturayla kamuyu 25 milyar zarara uğratan şirketlere Demir Yumruk operasyonu düzenlendi.

Sektördeki firmaları devre dışı bırakarak tekelleştiler. Firmalar, kurdukları paravan şirketler üzerinden 105 milyarlık sahte fatura ile kamuyunu 25 milyar zarara uğrattılar. (2021 yılında organizasyon kapsamındaki paravan firmaların düzenlenmiş olduğu fatura tutarı neredeyse Türkiye Cumhuriyeti’nin EĞİTİM için ayırdığı ödenek tutarı kadar). Operasyonda şu ana kadar Erol Eşrefoğlu (Evcil), aralarında olduğu 3 ayrı suç örgütünün lideri ile birlikte 250 şahıs gözaltına alındı, gözaltı işlemleri devam ediyor.

3 ayrı suç örgütü tespit edildi

Oluşturulan ortak çalışma grubu operasyonun hazırlık aşamasında her bilgi, belge ve detayı titizlikle değerlendirken, 10 ay süresince dinleme ve fiziki takip tedbirlerini de uyguladı. Bu çalışmaların sonucunda Demir Çelik sektöründe faaliyet gösteren 3 ayrı suç örgütü tespit edildi. Bu suç örtülerinin demir çelik piyasasını manipüle ederek fiyat istikrarını bozdukları, sektördeki diğer firmaları devre dışı bırakarak tekel olmaya çalıştıkları, sahte fatura düzenleyerek 3’üncü şahıslar üzerinden kurdukları paravan şirketler aracılığıyla haksız kazanç sağladıkları belirlendi.

Ankara Emniyeti, Vergi Denetim Kurulu ve MASAK personelinden oluşan ekibin 10 aylık titiz çalışması sonucu, bu sabah saatlerinde Demir Yumruk operasyonun düğmesine basıldı. Ankara merkezli aralarında İstanbul, Hatay, İzmir, Adana ve Kocaeli illerinin de bulunduğu 29 ilde eş zamanlı “Demir Yumruk” operasyonu düzenlendi. Operasyonda 840 ekip, 2100 personel, 250 Vergi Müfettişi ve MASAK personeli görev aldı. Gözaltına alınanlar arasında Erol Eşrefoğlu’nun (Evcil) da arasında olduğu 3 ayrı suç örgütü lideri de bulunuluyor. 14 fabrika, 850 adreste arama ve elkoyma işlemleri devam ediyor.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı; Demir Çelik Sektöründe üretici olarak faaliyet gösteren ve güçlenerek tekelleşmeye çalışan suç örgütlerine yönelik, Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma, Nitelikli Dolandırıcılık, Rüşvet ve 213 Sayılı Vergi Usul Kanununa muhalefet suçlarından soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında Ankara Emniyet Müdürlüğü yerleşkesinde Mali Suçlarla Mücadale Şube Müdürlüğü görevlileri, Vergi Denetim Kurulu Müfettişleri, MASAK personeli ortak çalışma grubu oluşturdu, bu gruba KOM ekipleri de destek verdi.

Demir Yumruk Operasyonu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Soruları tencerede haşlayarak yok etmişler

Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu tarafından yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan FETÖ itirafçısı H.A.,

“Soruları mutfakta düdüklü tencere içerisinde haşladık, iyice parçalanınca da lavaboya döktük. Girdiğim sınavdan da 95 puan aldım.” dedi. İtirafçı H.A., ayrıca örgütün Kaymakamlık, Vergi Müfettişliği, Rekabet Kurumu ve Sayıştay giriş sınav sorularının da kendilerine verildiğini belirtti. H.A., Denizli’de yaşarken 2011 senesinde KPSS sınavına girdiği ve 65 puan aldığını, ardından örgüt abilerinin yönlendirmesiyle Ankara Gölbaşı’nda kurulan KPSS çalışma evine gönderildiğini anlattı. 5-6 kişi kaldıkları bu evde sohbet faaliyetleri yapılmadığını anlatan H.A., 2012 yılının Temmuz ayında KPSS sınavına 1-2 gün kala ilk kez gördüğü bir örgüt mensubunun sınav sorularını getirdiğini kaydetti.

FETÖ itirafçısı çaldığı sorularla sınavdan 95 puan almış

Rekabet Uzmanı H.A., örgüt üyesinin evdekileri teker teker salona çağırdığını anlattı. H.A., şunları kaydetti:

“Olacakları kimseye anlatmayacağımıza dair bize önce abdest aldırdı. Kuran’ı Kerim-e el bastırdı ve yemin ettirdikten sonra KPSS sınavında çıkacak soruları verdi. Bize getirdiği sorulan A4 kağıda çıkarılmış zımbalanmış haldeydi. Üzerinde yayınevi ismi de yoktu. Soruların geldiği gün boyu sorulara baktım. Sorular geri dönmeyecek şekilde imha edin diyerek evden ayrıldı. Verdiği soruların tümü KPSS sınavında çıktı.”

H.A., ifadelerinin devamında 2012 KPSS sınavından 95 puan aldığını itiraf etti.

“Bize gelen sorular sınavlarda çıktı”

H.A., örgütün yalnızca KPSS sınav sorularını değil; Kaymakamlık, SGK, Vergi Müfettişliği, Rekabet Kurumu ve Sayıştay sınavlarının sorularını verdiğini de söyledi. H.A., şu ifadeleri kullandı:

“Girecek olduğumuz kurum sınavlarını sorumlu abimize önceden söylüyorduk. Bu girdiğim kurumlara ait tüm sınav soruları da yine A4’de yazdırılmış şekilde zımbalanmış halde bize getiriliyordu. Bize gelen sorular sınavlarda çıktı. SGK Müfettiş yardımcılığı, Vergi Müfettişliği, Sayıştay soruları birebir bana getirildi. Rekabet Kurumu sorularının da yarısının verildiğini hatırlıyorum. Kurum sınavlarından kaç puan aldığımı tam hatırlamıyorum ancak yazılı sınavların tümünü geçmiştim.” 

H.A.’nın itirafları doğrultusunda, Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruları çalan ve alan isimlerle ilgili soruşturma genişletildi.

KAYNAK: SABAH

FETÖ itirafçısı KPSS soruları hırsızlığını anlattı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Siber uzmanları kartların şifrelerini kırdı

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’e doğrudan bağlı olan mahrem imam Nihat Keskin tutuklandıktan sonra hakkında iddianame hazırlandı. Yakalanmadan önce İstanbul Bahçelievler’de bir okulda matematik öğretmenliği yaptığı ifade edilen Keskin hakkında 3 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 22,5 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.

FETÖ’nün Jandarma mahrem yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında, örgütün mahrem imamı Keskin’in evinde ele geçirilen dijital dökümanlar deşifre oldu. Karttaki verilerde FETÖ üyesi jandarma personeli ve onlardan sorumlu mahrem imamların bilgileri şifreliydi. Şifreli dijital materyaller, 28 Eylül 2016 günü ekiplere iletildi.

Disklerin, özel programlar aracılığıyla şifrelendiği ve yanlış şifre girildiğinde içerisindeki verileri imha ettiği tespit edildi. Ancak siber uzmanları kartların şifrelerini kırdı. Veriler üzerinde hala incelemelerin devam ettiği ifade edildi. Kartlardan çıkan dosyalar ise FETÖ’nün jandarma mahrem yapısının çözülmesine için kullanıldı. 

Dokumanlar içerisinde yer alan şifreli kayıtlar Excel dokümanlarına dönüştürülerek okunabilir hale getirildi. “Katalog” ve “personel” isimli dosyaların bulunduğu diskte, örgüt mensubu jandarma personeli ve bu kişilerden sorumlu mahrem imamların bilgilerinin yer aldığı belirtildi. Dosya Ankara’ya iletildi.

FETÖ’nün Jandarma mahrem yapılanmasına operasyon

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu, bu tespit sonrası geniş kapsamlı soruşturma yürüttü. Ankara Terörle Mücadele (TEM) Şubesi ekiplerince terör örgütünün jandarma mahrem yapılanmasına darbe niteliğinde operasyonlar gerçekleştirildi.

Bu veriler sayesinde, 4 bin jandarma personeli ile binden fazla mahrem imam ilk kez belirlendi. Soruşturma kapsamında 5 bin 152 şüpheli çözüldü. Şüphelilerden, jandarmaya sızdırılan askerler, mahrem abilik yaptığı belirlenen 837 şüpheli ve Jandarma Genel Komutanlığı’nda görev yapan 443 kişi yakalandı. Bin 280 kişinin gözaltına alındığı operasyonlarda 7 bin 7 FETÖ mensubu deşifre oldu.

KAYNAK: SABAH

FETÖ’nün Jandarma mahrem yapılanması deşifre oldu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Neden itirafçı oluyorlar?

İtirafçılar genelde ortak kırılma noktalarına sahipler. Örgütün üst tabanının sözde hayır işleri için para toplaması ancak bu parayı kendi zevkleri ve lüks yaşamları için kullanmaları, dolandırıcılık olaylarının ayyuka çıkması, 15 Temmuz darbe girişiminin başarısız olması, üst düzey örgüt mensuplarının para ve mevki hırsları gibi sebepler örgüt mensuplarını itirafçılığa sürüklüyor. Örgütün önemli gördüğü isimleri korumak için kendi üyelerine bile acımadığı biliniyor. Örgüt tabanı, maddi ve manevi olarak defalarca kez kullanılıp yarı yolda bırakılmaya tepkisini itirafçı olarak gösteriyor. Örneğin, ByLock’un deşifre olduğunun anlaşılmasının ardından örgüt, yaklaşık 500 bin kişiye programı yükletti. FETÖ “çokların içinde azları kaybettirme” taktiği ile mahrem imamlarını bu şekilde korumaya çalıştı. Üstelik bu bilgiler, örgütün “havuz medyası” olarak adlandırdığı medya kaynaklarından değil, bizzat kendi üyelerinin cümleleriyle ortaya çıktı. Firari FETÖ’cü Ahmet Dönmez, örgüt tabanının nasıl canlı kalkan olarak kullanıldığını YouTube’da anlatmıştı.

İtirafçılar linç ediliyor

FETÖ’cüler, itirafçıları “EP” (Etkin Pişmanlık) olmak üzere “EP’ci” veya “EP’çi” şeklinde kodluyor. Bu kişiler, örgüt içerisinde dışlanıyor ve linç ediliyor.

İtirafçı olduğu düşünülen isimler, sosyal medyadaki örgüt mensupları tarafından çeşitli karalama kampanyalarına maruz bırakılıyor. KHK ile ihraç edilen ve bir dönem FETÖ kanallarının yere göğe sığdıramadığı Sümeyya Avcı, bugünlerde örgüt mensuplarının hedefinde. Avcı’nın itirafçı olduğunu düşünen FETÖ’cüler sosyal medyada hakaret ve tehditlerle Avcı’ya saldırıyor.

Hatta Avcı, bu saldırılar sonrası etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmadığını açıklamak zorunda kaldı.

FETÖ’nün itirafçı paranoyası o kadar komik bir hâl aldı ki, örgütün kurucu isimlerinden, FETÖ elebaşının en yakınlarından Halit Esendir’in dahi Milli İstihbarat Teşkilatı ile ortak çalıştığı iddia edildi. “Anılarımı anlatırsam terör örgütü olduğumuz anlaşılır” diyen Esendir, bazı FETÖ’cüler tarafından itirafçı veya onların tabiriyle “MİT’çi” olmakla suçlandı.

Ancak burada asıl odaklanılması gereken nokta, “itirafçı” veya “MİT’çi” tabirlerinin örgüt içerisinde tasfiyenin anahtarı haline gelmesi, karalanmak istenen kişiler üzerinde bu kavramların test edilmesi değil. Günahsız olduğunu iddia eden, kendini bir eğitim hareketi olarak gösteren terör örgütünün itirafçılığa hiçbir şekilde tahammülünün olmayışı büyük bir paradoks olarak karşımıza çıkıyor. İnsan hakları, eşitlik, adalet gibi kavramlar üzerinden ahkâm kesen örgüt mensupları bahsettikleri kadar temiz olsalardı deşifre olmaktan bu kadar korkarlar mıydı?

İtirafçılığın önüne geçmek için “fetva” çıkardılar

“İtirafçılık” müessesi altında devlete örgüt hakkında bilgi verenlere canla başla düşman olup adeta cadı avına çıkan örgüt, daha fazla kayıp vermemek için çeşitli önlemler alıyor.

Askeri öğrencilerden sorumlu mahrem imam olarak faaliyet yürüten S.A.’nın örgüt mensuplarını susturmak için baskı uyguladığı ortaya çıkmıştı. “Silahlı terör örgütüne üyelik” suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan S.A.’nın, itirafçı olabilecek örgüt mensuplarına çeşitli programlar üzerinden “çözülmeyin” şeklinde talimatlar verdiği kaydedilmişti.

İtirafçılığın önüne geçmek için yaratılan korku atmosferi bunlarla da sınırlı değil.

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan M.İ., itiraflarında örgüt mensupları tarafından çok sayıda tehdit aldığını anlatmıştı. M.İ., ifadelerinde “Neriman” kod adlı örgüt mensubunun kendisini “Karakola gidersen oradan çıkamazsın, daha kötü şeyler yaşarsın.” şeklinde tehdit ettiğini belirtmişti. Ayrıca, kendisini polis olarak tanıtan bir örgüt mensubunun evini basarak “Gözüm üstünüzde” dediğini aktaran M.İ., örgüt aleyhine konuşmaması için uyarılara hatta ölüm tehditlerine maruz kaldığını söylemişti. M.İ.’nin ifadelerinden:

“Eşim tutuklandıktan sonra FETÖ’nün üzerimdeki baskısı daha da arttı. Yanıma gelen örgüt mensubu, ‘Biz avukatlarla her dosyayı takip ediyoruz. Bu ifaden güzel, eğer bunun aksine herhangi bir şey söylersen eşini cezaevinde rahatsız ederiz. Senin de rahatını bozarız. Evdeki ocağın gazını açar, kızın ve annen ölür.’ gibi bir sürü tehditler aldım.”

Örgüt tabanını kontrol altında tutmaya yönelik bu girişimler ise itirafçılığın önüne geçmek için yeterli olmuyor. FETÖ, tehdit ve baskıyla itirafçılığı bitiremediği için üyelerini sindirmek adına farklı taktiklere başvuruyor.

FETÖ’cü haber sitesi TR724 yazarı Yüksel Çayıroğlu, geçtiğimiz günlerde Twitter’da paylaştığı yazıyla itirafçılık hakkında “fetva” verdi. İtirafçı olanların günah işlediklerini ileri süren Çayıroğlu, üstelik bu günahlarından arınmaları için ne yapmaları gerektiği konusunda da itirafçılara akıl verdi.

Çayıroğlu, itirafçıların çok can yaktıklarını, eğer önlem alınmazsa gelecekte de büyük fitnelere sebep olacaklarını söyleyerek aba altından sopa göstermeyi de ihmal etmedi. İtirafçılık günahını (!) işleyen örgüt mensuplarının ifadelerini geri almaları ve Allah’a yalvarıp yakarmaları gerektiğini beliren Çayıroğlu, ayrıca itirafçı olan kişilere karşı da tedbirli yaklaşılması gerektiği konusunda örgüt mensuplarını uyardı.

Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanarak itirafçı olan örgüt mensuplarının verdikleri bilgilerin örgütün çözülmesinde önemli rol oynadığı aşikâr. İtirafçıların beyanlarıyla örgütün işleyişi hakkında her geçen gün yeni bilgilere ulaşılıyor, dahası bu ifadeler sayesinde binlerce örgüt mensubu da ilk kez tespit ediliyor. Tüm bunlar, FETÖ’nün giderek artan itirafçılık karşısında yaşadığı endişeyi gösterirken, örgütün itirafçılığın önüne geçebilmek için tüm tuşlara basmaktan çekinmeyeceği konusunda da uyarı niteliği taşıyor.

İtirafçılar FETÖ’nün korkulu rüyası hâline geldi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.