fetö elebaşı için arama yaptınız | Yekvucut https://yekvucut.com/ Akıl ve vicdan sahiplerine Wed, 24 Aug 2022 12:39:32 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.3 https://yekvucut.com/wp-content/uploads/2022/11/favicon_yek.png fetö elebaşı için arama yaptınız | Yekvucut https://yekvucut.com/ 32 32 FETÖ’de taciz skandallarına bir yenisi daha eklendi https://yekvucut.com/dunyadan/fetode-taciz-skandallarina-bir-yenisi-daha-eklendi/ Wed, 24 Aug 2022 12:39:04 +0000 https://yekvucut.com/?p=56786 Fetullahçı Terör Örgütü içindeki rezaletler birbiri arkasına deşifre oluyor. Firari örgüt mensuplarının ve Türkiye’deki KHK’lıların bu zamana kadar birçok skandalı...

FETÖ’de taciz skandallarına bir yenisi daha eklendi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Fetullahçı Terör Örgütü içindeki rezaletler birbiri arkasına deşifre oluyor. Firari örgüt mensuplarının ve Türkiye’deki KHK’lıların bu zamana kadar birçok skandalı gündeme gelmişti. Örgüt içinde bu zamana kadar çıkan taciz, tecavüz ve dolandırma skandalları devam ediyor. Amerika’da yaşayan ve FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in öğrencilerinden Süleyman Sargın’ın yaşadığı evlilik dışı ilişki ortaya çıktı. Örgütün kapatılan yayın organı Zaman gazetesinde de yazarlık yapan Sargın, FETÖ içinde EGM imamı olarak görev yapmıştı. Sargın’ın, ilişki kurduğu örgüt üyesi kadını tehdit ettiği ve şantaj yaptığı ifade edildi. Hürriyet gazetesi yazarı Nedim Şener’in yazısında yer verdiği olay, FETÖ’de taciz vakalarının arttığını ve örgüt içindeki çürümenin geldiği noktayı ortaya koyuyor.

Süleyman Sargın kimdir?

Örgüt içinde molla olarak tanımlanan Süleyman Sargın, bir dönem jandarma mahrem yapılanması içinde faaliyet yürüttü. Ardından emniyet mahrem yapılanmasına geçerek EGM imamı olarak görev yaptı. Zaman gazetesinde de köşe yazarlığı yapan Sargın, örgüt mensupları tarafından saygı duyulan biriydi. 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından yasa dışı yollarla Türkiye’den kaçan Sargın, Temmuz 2022 itibarıyla ailesiyle beraber İsveç Stockholm’de yaşıyor. Sargın, FETÖ elebaşına yakınlığıyla ön plana çıkan bir isim. Sargın, aralarında Yusuf Bekmezci’nin de bulunduğu örgüt mensuplarının taziye mesajlarını FETÖ elebaşının ağzından yazıyor. 48 yaşındaki Sargın, evli ve 4 çocuk babası.

fetode-taciz-aciklamasi-ayetleri

FETÖ’de taciz olayının üstü kapatıldı

Süleyman Sargın, 2018 yılında yeğeninin bir arkadaşı olan ve kendisinden 23 yaş küçük N.K. ile sosyal medya aracılığıyla irtibat kurdu. Örgüt üyesi N.K.’nın babası dahil olmak üzere ailesinde birçok FETÖ mensubu bulunmakta. N.K., ilk aşamada Sargın’ın ısrarlı arkadaşlık tekliflerine olumsuz yanıt verdi. Ancak Sargın, ısrarlarını sürdürdü. FETÖ elebaşına çok yakın olduğunu, örgüt içinde geleceğinin çok parlak olduğunu söyleyen Sargın, ciddi bir ilişki düşündüğünü söyleyerek N.K.’yı ikna etti. Sosyal medya aracılığıyla ilişkileri devam ederken, Sargın N.K.’yı sürekli olarak yurt dışına çağırdı. Ancak N.K., Sargın’ın evli ve çocuklu olmasını gerekçe göstererek ilişkiyi sonlandırdı. Sargın, ardından N.K.’yı “tüm tanıdıklarına düşük ahlaklı bir kadın olduğunu anlatmakla” tehdit etti.

fetode-taciz-aciklamasi-ayetleri
FETÖ’de taciz ve şantaj

Daha da ileri giden Sargın, N.K.’yı Avrupa’da tanıdığı, bildiği birisiyle evlendirebileceğini belirtti. Böylelikle kendilerinin ilişkiye devam edebileceği teklifi ile ikna etmeye çalıştı. N.K., konuyu arkadaşlarına anlattı ve telefon görüşmeleri ile mesajlaşmalarına ait görüntüleri yayınladı. N.K. ile Sargın arasında küfür ve hakaret içerikli kavgalar başladı. Tüm bunlarla yetinmeyen Sargın, eğitim için Bosna Hersek’e giden N.K.’yı rahatsız etmeyi sürdürdü. İsveç’ten Bosna’ya giden Sargın, ilişki karşılığında eğitim masraflarını karşılamayı teklif etti. Sargın’ın teklifini kabul eden N.K., bir süre sonra Bosna’dan kaçarak Türkiye’ye gitti. Ancak Sargın bu kez, N.K.’yı arayarak ilişkilerini ailesine anlatmakla tehdit savurdu. Bu esnada Sargın’ın eşi ilişkilerini öğrendi ve kocasını örgüt mensuplarına şikayet etti. Sargın ise karısına örgüt içinde bu tarz ilişki yaşayan ilk kişinin kendisinin olmadığını, bütün “büyük abilerin” böyle ilişkilerinin olduğunu, bunun Hizmet Abilerinin hakkı olduğunu, konuyu Gülen’e de anlattığını ve icazet aldığını söyledi. Durumu büyütmemesi için de tehdit etti. Örgüt üyeleri arasında ilişkiye dair kayıt ve görüntüleri dolaştırıldı. Ancak Sargın’ın Gülen’e yakınlığı sebebiyle olayın üzeri kapatıldı.

FETÖ’de taciz skandallarına bir yenisi daha eklendi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
FETÖ’cü Mahmut Akpınar’ın yazısı örgütü karıştırdı https://yekvucut.com/feto-gercekleri/fetocu-mahmut-akpinarin-yazisi-orgutu-karistirdi/ Sun, 21 Aug 2022 18:10:44 +0000 https://yekvucut.com/?p=56756 Firari FETÖ’cü Mahmut Akpınar, 16 Temmuz’da “Hizmet, Kamp, Güven” isimli bir yazı yayınladı. FETÖ’nün Pensilvanya’daki örgüt merkezine yönelik birçok eleştiri...

FETÖ’cü Mahmut Akpınar’ın yazısı örgütü karıştırdı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Firari FETÖ’cü Mahmut Akpınar, 16 Temmuz’da “Hizmet, Kamp, Güven” isimli bir yazı yayınladı. FETÖ’nün Pensilvanya’daki örgüt merkezine yönelik birçok eleştiri içeren yazı, Akpınar’ın Cevdet Türkyolu’na uyarılarıyla devam etti. Örgütün içinde yıllarca sadık bir şekilde yer alan isimlerin bile artık üst yönetimi sorguladığını ifade eden FETÖ’cü Mahmut Akpınar’ın yazısında şu ifadeler yer aldı: “Probleme bağlı olarak güven erozyonunun derinden derine ilerlediğini, insanların olumsuz ve tekil örnekler üzerinden Hizmet’in (FETÖ’nün) genelinin, Hoca Efendi’yi (FETÖ elebaşı) ve önde gelen Abileri töhmet altına sokacak konuşmalar yaptığını gördüm. Medyada konuya dair bazı yayınların çıkması, Osman Şimşek’in kamptan sonra eyaletten de ayrılıp taşınması konuyu tekrar ısıtmış olabilir. Ama gördüğüm kamptaki yönetim anlayışı ve Cevdet Abi’nin durumu, tutumu ve yöntemleri üzerinden Hizmet (FETÖ) sorgulanıyor, güven erimesi yaşanıyor. Son birkaç haftada her gün farklı kişilerden konuyla ilgili serzenişler duydum. Hepsi de yıllarca koşturmuş kimseler.”

fetocu-mahmut-akpinarin-aciklamasi-adresi
Cevdet Türkyolu

Cevdet Türkyolu eleştirilerin merkezinde yer alıyor

Mahmut Akpınar, problemlerin çözülmemesi nedeniyle artık birçok kişinin örgütten koptuğunu, örgüte aidiyetini bitirmek üzere olduğunu söyledi.

Mal varlığıyla dillerden düşmeyen Cevdet Türkyolu, hem FETÖ elebaşının en yakınlarından olmasıyla, hem de örgüt içerisindeki konumu ve gücüyle açıktan eleştirmeye cesaret edilebilecek bir isim değil. Zaten Akpınar da kelimelerini öyle özenle seçmiş ki, sözde eleştirdiği Türkyolu’na övgüler düzmeyi de ihmal etmemiş. Türkyolu’na yönelik eleştirileri örgüt tabanının ağzından yazarak kendisini garantiye almaya çalışmış:

“Dediklerime katılmakla birlikte: ‘Peki, Hizmet’in göbeğinde, Hoca Efendi’nin dizinin dibinde olan Cevdet Bey’le ilgili iddiaları ne yapacağız? Bunca şeyler konuşulup yazıldıktan sonra neden hala orada? Her şeye karıştığı, yönettiği, sıkıntılı insanlarla iş tuttuğu ifade ediliyor. Bunun problem olduğunu göremiyor mu? Hizmet’te alan değil veren el olacaksa, Abdurrahman Bin Avf gibi olacaksa ticaret yapar kazanır, ama töhmet oluşturacak durumlardan, ilişkilerden uzak durursun. İnsanlar nasıl Holding sahibi esnafı alkışlıyorsa onu da alkışlar. Ama hem Hizmet’in ilişkiler ağının tam ortasında ve çok etkili olup, hem de ticaret yapmak en basitinden etik değil. Bunu ona kimse söylemiyor mu? Hoca Efendi bunları bilmiyor mu? Biliyorsa neden müdahale etmiyor?’ diyorlar. Gelinen noktada anladım ki kampın yönetiliş şekli Hoca Efendi’nin ve Hizmet’in sorgulanmasına neden oluyor.”

Türkyolu’nun tek başına yetkiyi elinde tutmasından rahatsız olduğunu belirten Akpınar, kısaca “Türkyolu örgüt merkezinde kalsın ama her şeyi kontrol eden olmaktan çıksın” dedi.

Türkyolu, sadece mal varlığı ve usulsüzlükleri nedeniyle eleştirilmiyor. Türkyolu’nun Adil Öksüz ile görüştüğü iddiası da FETÖ mensuplarını rahatsız etti. Adil Öksüz’ün Pensilvanya’daki örgüt merkezinde olduğunu iddia eden bir örgüt mensubu, firari FETÖ’cü Emre Uslu’ya şu soruyu yöneltti:

“Adil Öksüz’ün Cevdet Türkyolu vasıtasıyla Hocaefendi ile görüşmesini nasıl izah edeceksiniz? Adil Öksüz’ün ailesinin kampta ağırlanmasına, onlarla özel ilgilenilmesine ne dersiniz? İzaha muhtaç çok konu var. Adil MİT’e çalışıyorsa hala neden kendisiyle görüşüyor Cevdet Türkyolu?”

FETÖ’cü Mahmut Akpınar’ın yazısına Tuncay Opçin’den tepki

Geçmişte örgüt yönetimine tapan İsmail Sezgin, son aylarda muhalif çizgiye kaymaya başlamıştı. FETÖ’cü Mahmut Akpınar’ın yazısını “Çok önemli bir yazı” ifadeleriyle paylaşan Sezgin, açıkça safını belli etti. Bunun üzerine “Zeyd” kod adlı Tuncay Opçin ve Aydoğan Vatandaş hem Sezgin’i hem Akpınar’ı, dolayısıyla Osman Şimşek’i eleştirdi.

Vatandaş, kampın işleyişiyle ilgili eleştirilere açıklık getirmeye çalışırken, Opçin daha sert bir tavır alarak:

“Ne İsmail Sezgin’in ne de Mahmut Akpınar’ın tavırlarında iyi niyet var. Osman Şimşek ise konuşulmayı sever. O da mutluluktan dört köşe olmuştur.” dedi. Şimşek’i hedef alan Opçin; Şimşek’in sınava tabii tutulmadan FETÖ elebaşının yanına götürüldüğünü, İzmir ve Bursa’da görevliyken rahat durmayarak örgüt içerisinde çevre oluşturmaya kalktığını ve bu nedenle Pensilvanya’ya gönderildiğini söyledi.

Örgüt mensupları ise ikiye bölündü;

“Akpınar’ın eleştirilerini haklı bulanlar ile bu yazının örgüte ve FETÖ elebaşına zarar verdiğini söyleyenler.”

Genel bütüne baktığımızda ise aslında tüm kavgaların iki kutup üzerinde birleştiğini görüyoruz:

“Osman Şimşek’çiler ve Cevdet Türkyolu’cular.”

Firari FETÖ’cü Emre Uslu da durumu:

“Gülen Cemaati ‘Osmancılar’ ve ‘Anti-Osmancılar’ olarak bölünüyor. Şimdilik tartışmalardan görünen bu.” şeklinde özetledi.

Twitter’da FETÖ’cü bir hesabın paylaştığı anket ve gelen yanıtlar ise tarafların büyük kısmının Osman Şimşek’i desteklediğini gözler önüne seriyor.

“Her 10-15 günde bir Cevdet, Osman, sezai, Recai vb. konuları takıntılı şekilde gündeme getiren malum ekibin motivasyonu nedir?” şeklindeki anket paylaşım yoğun ilgi gördü. 1845 FETÖ’cünün oy kullandığı ankette, en fazla verilen cevap “Haklılar/doğru yapıyorlar” oldu. Yani FETÖ tabanı Osman Şimşek ve Cevdet Türkyolu kavgasının gündeme getirilmesinden rahatsız değil. Aksine, Şimşek’e haksızlık yapıldığını düşünen ve örgütün artık Türkyolu’nun “pençesinden” kurtulmasını isteyenler her platformda karşıt fikirlilerle tartışma içine giriyor. Bu kavgalar ise Şimşek’in FETÖ elebaşından sonraki en güçlü aday olma olasılığını kuvvetlendiriyor. Örgütün en önemli gücü olan insan kaynağı; yani örgüt mensupları, iradeyle FETÖ elebaşını ve etrafındakileri yönlendirebilecek kadar önemli mi, ilerleyen günlerde göreceğiz.

FETÖ’cü Mahmut Akpınar’ın yazısı örgütü karıştırdı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
FETÖ elebaşının “ızdırapla kıvranıyorum” videosu ne anlatıyor? https://yekvucut.com/gundem/feto-elebasinin-izdirapla-kivraniyorum-videosu-ne-anlatmali/ Sun, 21 Aug 2022 10:08:30 +0000 https://yekvucut.com/?p=56741 “Sabah kalkıp o taraftan bu tarafa dönüyorum. Elimde değil bunlar benim. Koskocaman bir tarihi, tarihi yanlışlıkları, bütün gece yaşayıp duruyorum...

FETÖ elebaşının “ızdırapla kıvranıyorum” videosu ne anlatıyor? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
“Sabah kalkıp o taraftan bu tarafa dönüyorum. Elimde değil bunlar benim. Koskocaman bir tarihi, tarihi yanlışlıkları, bütün gece yaşayıp duruyorum ve ızdırapla kıvranıyorum. Bilemezsiniz yani, ızdırapla kıvranıyorum.”

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in sosyal medyada gündem olan bu sözleri, çok konuşuldu, tartışıldı. Gülen’in sözde “ızdırap çektiği” itirafı, bugüne kadar FETÖ’nün mağdur ettiği milyonların yüreğine su serpmek şöyle dursun, açıklamanın samimiyetine örgüt mensupları dahi inanmadı. Örgüt mensupları, kendi aralarında “Türkyolu mu, hak yolu mu?” şeklinde didişedururken, FETÖ elebaşının videosunun tam da örgüt tabanının eleştiri oklarının Pensilvanya’daki örgüt merkezine yöneltildiği bu zamanlarda yayınlanmış olması tesadüf değil. 

FETÖ elebaşının videosu gizli çekim gibi lanse edildi

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen‘in “HerkülNağme” adlı hesapta yayınlananan sözde ızdırap çektiğini anlattığı videosu, gizli çekim havasında yayınlandı. Yüzü gözükmeyen başka bir örgüt mensubunun omzunun arkasından çekilen videoda, FETÖ elebaşının hiç kameraya bakmadığı görülüyor. “HerkülNağme” isimli FETÖ’cü hesap, videoyu paylaştıktan sonra altına “Bu ızdırap ifadelerinin kayda alabildiğimiz kadarını sizlerle paylaşıyoruz.” şeklinde açıklama yazdı.

Örgüt mensuplarının bazılarının “Hoca efendi (FETÖ elebaşı) video çekmeyi yasakladı. Neden gizli çekim yapıyorsunuz?” gibi eleştiriler yapması, örgütün amacına gayet ulaştığını gösteriyor. 

Bazı FETÖ’cüler, örgüt içerisinde FETÖ elebaşından habersiz herhangi bir şey yapılamayacağını hala anlayamamış olmalı. 

Oysa, bir zamanlar FETÖ elebaşının sağ kolu olan Latif Erdoğan, itiraflarında Gülen’in kontrol manyaklığını şöyle özetlemişti: 

“Samanyolu televizyonunda ondan habersiz program yapılamıyordu. Zaman gazetesinin manşetlerini kendisi atıyordu. Gülen’e sorulmadan hiçbir manşet atılmazdı.” 

Geçmişte, örgütün yayın organlarına tek tek müdahale eden FETÖ elebaşı, bugün ise Çağlayan dergisine aynı şekilde müdahale ediyor. 

Herkülnağme isimli hesap, FETÖ elebaşının derginin Eylül sayısının mizanpajı sırasındaki fotoğraflarını yayınlamıştı. 

feto-elebasinin-bank-asya-talimati

Örgütün dergilerinde yer alacak fotoğraflara, yazılara dahi karar veren FETÖ elebaşının “kendisinden habersiz” videosunun çekildiği ve yayınlandığı yalanının kendisine hala kitle bulabiliyor oluşununun saçmalığını bir kenara bırakalım. FETÖ elebaşı, örgüt içinde iyiden iyiye kaynayan suyu yayınladığı ajitasyon dolu videoyla soğutmaya çalışsa da FETÖ’cüler son zamanlarda her platformda örgütün üst yönetimini yüksek sesle eleştiriyor. FETÖ elebaşı Fetullah Gülen‘in eleştirileri kendi üzerinden atma ve tartışmaları sona erdirme çabaları yine de karşılık bulacak mı, ilerleyen günlerde göreceğiz.

 

FETÖ elebaşının “ızdırapla kıvranıyorum” videosu ne anlatıyor? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
FETÖ’nün MİT imamı Murat Karabulut öldü mü? https://yekvucut.com/feto-gercekleri/fetonun-mit-imami-murat-karabulut-oldu-mu/ Sat, 20 Aug 2022 08:47:15 +0000 https://yekvucut.com/?p=56735 Fetullahçı Terör Örgütü’nün Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) imamı Murat Karabulut’un önce öldüğü, daha sonra “aslında ölmediği, ölmüş gibi gösterildiği” ileri...

FETÖ’nün MİT imamı Murat Karabulut öldü mü? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Fetullahçı Terör Örgütü’nün Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) imamı Murat Karabulut’un önce öldüğü, daha sonra “aslında ölmediği, ölmüş gibi gösterildiği” ileri sürüldü. Firari FETÖ’cü Önder Aytaç, Karabulut’un öldüğünü ve sessiz sedasız gömüldüğünü iddia etti. Karabulut’un adının yazdığı mezarın fotoğrafını da paylaşan Aytaç, şunları kaydetti: “Ben hiç sevmezdim kendisini. Cemaatten “ismi havuza düştü” denilen herkeste katkısı vardı. 1 MİT belgesi düzenlenir ve bir şekliyle “ismi havuza düştü” denilen kişi pasifize edilir ve aktif görevden el çektirilirdi ki Mustafa Özcan’ın da bu konudaki katkısı çoktu. Hala öldüğüne inanamıyorum. Ölümünde bile bir GATAkulle olabileceği kanısındayım.” Aytaç, daha sonra yaptığı açıklamayla FETÖ’nün MİT imamı Karabulut’un ölmediğini söyledi. Aytaç, Karabulut’un Alman ve İngiliz istihbaratı tarafından arandığını, bu nedenle ölmüş gibi gösterildiğini ifade etti.

fetonun-mit-imami-azam-kimdir

FETÖ’nün MİT imamı Murat Karabulut kimdir?

“Dr. Sinan” kod adlı Murat Karabulut, örgüt içerisinde despotluğuyla ve FETÖ elebaşından aldığı imtiyazlarla biliniyordu. FETÖ’nün mahrem imamı Özgür Kaya, Karabulut hakkında birtakım itiraflarda bulunmuştu. Kaya’nın itiraflarına göre, FETÖ’nün MİT imamı Karabulut Altunizade FEM dershanesinin 5’inci katında örgüt elebaşı Fetullah Gülen’den aldığı talimatla FETÖ’nün MİT imamı olarak görev yapmaya başladı. 2010 yılına kadar MİT mahrem yapılanmada tek başına faaliyet gösterdi. Üst düzey isimler de kendisine saygı duyuyordu. Karabulut için “Dediği kanun olarak kabul ediliyordu” diyen Kaya, şu itiraflarda bulundu:

“Örgüt içerisinde 2 tip abi profili var. Birincisi kimsenin sözünü dinlemeyen, kimsenin fikirlerine önem vermeyen, Fetullah Gülen’in ismini demokrasi kılıcı gibi gezdiren, kendi çevresine topladığı çok az sayıdaki insanla işlerini yürüten despot abi tipi. İkincisi de örgütün değerlerinden taviz vermeyen ama insanların şahsi işleriyle de biraz daha ilgilenen abi profili. Karabulut bunlarda birincisi olanıydı. Karabulut Fetullah Gülen’in kitabından ders yapmazdı, herhangi bir manevi yönüne de şahit olmadım. Murat Karabulut denilince örgüt içerisinde akla gelen MİT’ti. İşin içerisinde MİT olunca bir güç oluyordu. Fetullah Gülen’in de yönlendirmesiyle, ‘Doktor Sinan’ kod adıyla artık herkes tarafından bilinen, dediğine itibar edilen ve dediği kanun olarak kabul edilen bir şahsa dönüştü.”

fetonun-mit-imami-azam-kimdir
Özgür Kaya

“Tüm bilgileri Fetullah Gülen’e aktarıyordu”

Özgür Kaya, Murat Karabulut’un MİT içerisinde çalışanlarla ilgili edindiği bilgileri örgüt içerisinde güç amaçlı kullandığını söyledi. Karabulut’un tüm bilgileri doğrudan FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’e aktardığını ifade eden Kaya, şu ifadeleri kullandı:

“Öğrenci, öğretmen, müdür, genel müdür olarak tabir edilen şahıslarla ilgili MİT içerisinde bir çalışma olduğunda ya da istihbarat birimlerine böyle bir bilgi düştüğünde, bu bilgiyi Murat Karabulut diğer birimlerle paylaşmak suretiyle onlar üzerinde bir güç oluşturdu. MİT içerisinde çalışan öğrenci olarak tabir edilen şahıslardan elde edilen bilgiler, getirdikleri dokümanlar, anlattıkları bilgiler neticesinde bunları direkt olarak Fetullah Gülen’le paylaşıyor ve Karabulut bu süreçte gerek Gülen nezdindeki konumunu sağlamlaştırıyor, gerekse de örgüt üzerindeki baskıcı tutumunu koruyordu. MİT mahrem yapılanması, diğer mahrem yapıların da mahremi olarak yapılan, kendi içerisinde kesinlikle müdahale ettirmeyen, herhangi bir şekilde dışarıdan bir şahsın içeriye girip, en ufak bilgiye ulaşmasına izin vermeyen bir yapıya dönüştü.”

FETÖ’nün kumpaslarında kilit rol oynadı

Kaya, FETÖ’nün MİT imamı Murat Karabulut’un örgütün kumpaslarında önemli rol oynadığını ifade etmişti:

“7 Şubat MİT krizinde olay ilk olduğunda kendisi büyük bir heyecan ve gururla nasıl aldık ama dedi. Olay gerçekleşmedikten sonra tipik biri mahrem abi modunda sanki hiçbir şey olmamış gibi, bunu emniyetçiler beceremedi gibi söylemlerle o anki sorumluluğu atmak adına yaptığı söylemler aslında oldukça dikkat çekiciydi. 17/25 Aralık sabahında ‘kartopunun görünen hali bu büyüyecek ve kocaman bir şeye dönüşecek’ dediğini ama daha sonrasında yurtdışına kaçtığını biliyoruz. MİT tırları hadisesiyle alakalı MİT içerisinde elde edilen bilgiler ve bunların ulaştırılması neticesinde yapılan harekat, aynı şekilde 3 Temmuz şike davasından tam 3 ay önce şike olayının nasıl olacağını operasyonun nasıl yapılacağını, kimlerin gözaltına alınacağını, burada neyin planlandığını anlatan şahıstır.”

KAYNAK: FETÖ GERÇEKLERİ

 

FETÖ’nün MİT imamı Murat Karabulut öldü mü? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Henri Barkey FETÖ’cü Mahmut Cengiz’e konuştu https://yekvucut.com/feto-gercekleri/henri-barkey-fetocu-mahmut-cengize-konustu/ Tue, 16 Aug 2022 13:04:26 +0000 https://yekvucut.com/?p=56699 FETÖ’cü Mahmut Cengiz, eski CIA Danışmanı Henri Barkey ile röportaj yaptı. 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi davasının sanıklarından Barkey’in röportajı, ABD...

Henri Barkey FETÖ’cü Mahmut Cengiz’e konuştu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
FETÖ’cü Mahmut Cengiz, eski CIA Danışmanı Henri Barkey ile röportaj yaptı. 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi davasının sanıklarından Barkey’in röportajı, ABD İç Güvenlik Bakanlığı (Homeland Security) resmi gazetesinde yer aldı. ABD İç Güvenlik Bakanlığı, sınırdaki insan kaçakçılığına karşı olmasına rağmen Meksika’dan ABD’ye firar eden FETÖ’cülerin sığınma talebinde bulundukları kritik noktalar arasında bulunuyor. Bu yüzden gazetenin FETÖ’yü aklamaya yönelik röportajı yayınlaması dikkat çekti. Barkey, 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde Osman Kavala ile görüşmesiyle gündem olmuştu. Darbe girişiminin tasarlayıcıları arasında yer aldığı için yargılanan Barkey, 15 Temmuz’da Türkiye’de bulunuyordu. 15 Temmuz’un 6’ncı yıl dönümünden bir gün önce, 14 Temmuz’da yayınlanan haberde, Barkey FETÖ ile ilişkisi olmadığını iddia etti. Darbe girişimi için “bir hikaye uydurdular” şeklinde konuşan Barkey, darbenin yöneticilerinden Adil Öksüz’ü tanımadığını ileri sürdü.

henri-barkey-osman-kavala-
Mahmut Cengiz

15 Temmuz’da tesadüfen İstanbul’da olduğunu ileri sürdü

FETÖ’cü Mahmut Cengiz, Türkiye’nin darbe girişimiyle ilgili FETÖ elebaşı ve sempatizanlarını suçladığını belirtti. Ayrıca, Türkiye’nin Henri Barkey, Bernard L. Ve Bertha F. Cohen’i yani ABD’yi suçladığını ifade etti. Cengiz, Barkey’e; “15 Temmuz darbe girişimi gibi zorlu bir konuyu tartışma davetimi neden kabul ettiniz?” şeklinde soru sordu. Barkey, şu şekilde yanıtladı:

“Benimle konuşmak isteyen herkesle konuşuyorum. Ben bir akademisyenim ve hayatımı çeşitli konularda konuşarak geçirdim. Bu nedenle benimle yapılan görüşme talebini asla reddetmem.”

Cengiz’in, Barkey’e 15 Temmuz darbe girişiminde neden İstanbul’da olduğunu sorması üzerine Barkey, şu ifadeleri kullandı:

“O zamanlar Woodrow Wilson Center’da Ortadoğu Programının direktörüydüm. Ortadoğu ülkelerinin, yaygın olarak İran nükleer anlaşması olarak bilinen Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nın birinci yıldönümünde nasıl gördüklerine dair bir rapor hazırlamak için hibe almıştık. Katılımcıları Amerika’ya getirmek yerine İstanbul’a davet edip toplantı yapmaya karar verdim. Ben de dahil olmak üzere, aslen Büyükadalı olan katılımcıların İstanbul’u gezmeyi sevdiklerini düşündüm. İstanbul’a karar vermemin bir başka nedeni de Büyükada’nın İstanbul’a bir saat uzaklıkta olması ve aslında bu, İstanbul’un koşuşturmacasından dolayı toplantının kesintiye uğramaması anlamına geliyordu. Splendid Hotel, 20. yüzyılın başlarında ikonoklastik bir oteldir ve adanın en iyilerinden biridir.”

Oteldeki telefon görüşmelerini aklamaya çalıştı

Henri Barkey‘in GSM hattının HTS kayıtlarının incelenmesiyle 15 Temmuz darbe girişimi gecesi saat 05.00’e kadar ABD, İngiltere ve Fransa’ya kayıtlı birçok telefon ile irtibat kurduğu belirtilmişti. FETÖ’cü Mahmut Cengiz‘in, Barkey’e darbecilerin yurt dışı bağlantılarını sağlamak için sabaha kadar otelde telefon görüşmesi yapıp yapmadığını sorması üzerine Barkey şunları kaydetti:

“Darbe girişimi haberleri dünyaya yayılmaya başlayınca CNN International başta olmak üzere birçok gazeteci ve medya kuruluşu benden Türkiye’de olup bitenler hakkında yorum yapmamı istedi. Bana ulaştıklarında İstanbul’da olduğumu bilmiyorlardı. Saat farkı vardı ve İstanbul’da cumartesi sabahı erkendi ama beni aradıklarında Amerika Birleşik Devletleri’nde Cuma akşamıydı. Bu yüzden aramalarına cevap vermek zorunda kaldım. Tabii ki, Türkiye’de önemli bir olay olurken, doğal olarak gelişen olayları izlemek için uyanıktım ve sadece çağrıları alıp cevaplamakla kalmıyordum. Beni genel olarak Türkiye konusunda uzman olarak tanıyan birçok gazetecinin bana ulaşmak istemesi doğaldı. Ancak, bu dava hakkında istediğinizi temel alarak hikayeler oluşturabilirsiniz.”

“Bir hikaye uydurdular”

Barkey, kendisine yöneltilen suçlamalarla ilgili şu açıklamarı yaptı:

“Neden ben? ABD’yi suçlamak ve bir Amerikalıyı işaret etmek istediler. Bir hikaye uydurdular ama bu teorinin bu kadar büyük olacağını düşünmediler. Ancak AKP ve Erdoğan hükümetinin iddiaları tek bir tesadüfe dayanıyordu ve o da ‘Henri Barkey o gün Türkiye’deydi’ idi. İstanbul’u sık sık ziyaret ederdim. Akademisyen olarak odaklandığım alanlardan biri de Türkiye. Türkiye ile ilgili çok sayıda makalem ve kitabım var. Benim hakkımda o kadar abartılı ve inanılması güç hikayeler uydurmuşlar ki, sosyal medya kullanıcıları ve ‘gazeteciler’ sürekli onlara bel bağlamış ve her türlü eylemle itham etmişler. Hükümet, Türk halkının bu hikayelere inanmasını istiyor ve ne yazık ki birçoğu inanıyor. Bu arada Osman Kavala’nın beni ilgilendiren bir iddianamesi daha vardı. Okuyunca saçınızı yolmak istiyorsunuz. Bütün sözde deliller uydurma olduğu için Türk yetkililerin böyle saçma sapan bir iddianame yazması utanç verici.”

Türkiye’nin 15 Temmuz darbe girişimini ABD’ye karşı koz olarak kullandığını ileri süren Barkey:

“Türkiye artık bunu iç siyasette kullanıyor. Bildiğiniz gibi İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, aynı iddiaları sürekli tekrarlıyor ve 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında ABD’nin olduğunu bıkmadan usanmadan tekrarlıyor. Bu tam olarak ne anlama geliyor, emin değilim. Amerikalıların gerçek darbecilerle iş birliği içinde olduklarını iddia ettiklerini sanmıyorum, aksine Washington bunu memnuniyetle karşıladı. Ayrıca bireylerin imkansıza inanma kapasitelerini de küçümsememeliyiz; ABD de dahil olmak üzere buna benzer birçok örneğimiz var.” şeklinde konuştu.

“Bana göre tuhaf bir darbe gibi görünüyor”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişimi için “kontrollü darbe” demişti. FETÖ’cülerin yüreğine su serpen bu ifade, Mehmet Cengiz tarafından tekrar dillendirildi. Cengiz, Henri Barkey‘e Kılıçdaroğlu’nun “kontrollü darbe” demesini ve ABD Başkanı Joe Biden’ın “video oyunu” şeklindeki ifadesini anımsattı. Ardından “sizce kontrollü bir darbe mi, darbe mi” şeklinde soru yöneltti. Barkey, şu açıklamaları yaptı:

“Dürüst olmak gerekirse, 15 Temmuz’da ne olduğunu bilmiyorum. Genelde araştırma için Türkiye’ye gidiyorum. Maalesef darbe girişiminden bu yana Türkiye’ye gitmedim. O yüzden konuyu araştırmak gibi bir imkanım yok. Bana göre tuhaf bir darbe gibi görünüyor. Türk ordusu darbe yapmayı biliyor. Aklı başında hiç kimse Cuma günü saat 21.00’de köprü arabalarla dolu ve sokaklar insanlarla doluyken Boğaziçi köprüsüne tank göndermez.”

Barkey, ardından şunları kaydetti:

“15 Temmuz darbe girişimi tuhaftı. Bir spekülasyona göre, komplocular darbeyi geç saatlerde başlatacaklardı, ancak komploları ihbar edildiği veya ortaya çıktığı için daha erken infaz etmek zorunda kaldılar. Yine de, bu spekülasyonun doğru olup olmadığını bile bilmiyoruz. Türkiye bugüne kadar darbe girişimine ilişkin adil bir soruşturma yürütmedi. Hükümet çok sayıda insanı suçladı ve tasfiye etti. Erdoğan, darbeyi sivil ve askeri bürokrasiyi temizlemek için kullandı. Hükümetin darbe hakkında önceden bilgi alıp almadığını bilmiyorum. Türkiye’de okuyan meslektaşlarım da darbe girişimi hakkında güvenilir bilgiye sahip olmadıklarını itiraf ediyor. Umarım bir gün çeşitli arşivler halka açıldığında daha fazlasını öğreneceğiz.” 

“Adil Öksüz’ün adını duymadım”

Henri Barkey, kendisine Adil Öksüz ile ilgili soru sorulmasını üzerine şu ifadeleri kullandı:

“Darbe girişimine kadar Adil Öksüz’ün adını duymamıştım. Oksuz’la ilgili basında çıkan haberlerden, Oksuz’un darbe girişimindeki rolünü ve Gülen grubundaki rolünü tam olarak anlayamadım. Hükümetin neden Öksüz’ü suçladığını anlamak zor çünkü Türk medyasının darbe girişimiyle ilgili yazdıklarına neredeyse hiç inanmıyorum. Bu doğru olabilir, ama o kadar çok hikaye uyduruyorlar ki. Araştırmamda artık Türk medya kaynaklarından güvenle alıntı yapamıyorum. Onlara güvenim sıfır. Bu nedenle Adil Öksüz hakkında bilgim yok. Darbe girişiminden bu yana ortadan kayboldu. Nerede olduğunu, hatta hayatta olup olmadığını bilmiyoruz.”

“Darbe girişimi iddianamelerine güvenemeyiz”

FETÖ’cü Mahmut Cengiz, Henri Barkey’e “Hükümetin 15 Temmuz darbe girişimi soruşturmalarına ve yargılamalarına ne kadar güvenebiliriz?” sorusunu sordu. Barkey, şu yanıtı verdi:

“Türkiye’de yapılan hiçbir soruşturmaya güvenim yok. Örneğin, Canan Kaftancıoğlu yedi yıl önce attığı bir Twitter mesajı nedeniyle suçlandı. Savcılar ne istiyorlarsa bu iddianamelere dahil ediyorlar. Kürtler, hükümet tarafından sürekli suçlamalarla karşı karşıya kalan bir başka insan grubudur. İç göç konusunda araştırma yapan öğrencilerin de aralarında bulunduğu bir grup Kürt araştırmacı, hükümete hakaret ettikleri iddiasıyla geçtiğimiz günlerde tutuklandı. Herkes bir hükümete hakaret kategorisine girebilecek bir eylemin parçası olabilir. Bu durumda, bu insanlar yedi ay sürebilen bir süreç olan cezaevinde iddianamelerinin yazılmasını beklemek zorunda kalacaklar. Türkiye’de hiçbir davayı güvenilir bulmuyorum. Bir ülkede yargının adaletine güvenmemek çok tehlikelidir. Bir devletin en kritik kollarından sadece birini yok ediyorsunuz. Türkiye’de bağımsız medya ve yargı yok. Dolayısıyla darbe girişimi iddianamelerine güvenemeyiz. Bir general darbe girişimine katılmakla haklı olarak suçlansa bile, diğer tüm iddianamelerin yalana dayandığını düşünürsek, iddianamesine inanamazsınız. Bu iddianamelerde neyin uydurulduğunu, neyin doğru olduğunu bilmiyorum.”

Harbiyeliler için “zavallı çocuklar” dedi

Henri Barkey, darbe girişimine katılan Harbiyeli askeri öğrenciler hakkında şunları kaydetti:

“Zavallı çocuklar. Tek bildiğim, 18 yaşındaki öğrencilerin ne olursa olsun üstlerinin emirlerine itaat edecekleri. Ordu böyle çalışır. Genç Harbiyelilerin sadece komutanlarının direktiflerine uydukları için müebbet hapis cezasına çarptırılmaları tiksindirici ve yürek parçalayıcıdır. Muhtemelen darbe girişimi hakkında hiçbir şey bilmiyorlardı; komplocuların yaptığı son şey, alt saflara niyetlerini bildirmektir. Bu tür davaları barındırmayan ne kadar hantal bir yargı sistemi, ancak yargıçların hükümet emirlerine göre hareket ettiğinden şüpheleniyorum.”

Darbe girişimi için “amatörce ve kötü planlanmış” ifadelerini kullanan Barkey, ihraç edilen FETÖ’cü askerler hakkında ise “Türkiye birçok insanı terörist olarak etiketliyor. Askerlik hizmeti, komutanlarınızın doğrudan emirlerine uymayı gerektirir.” dedi.

 

Henri Barkey FETÖ’cü Mahmut Cengiz’e konuştu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
DEVA Partili Mustafa Yeneroğlu FETÖ’ye destekte ısrarcı https://yekvucut.com/feto-gercekleri/deva-partili-mustafa-yeneroglu-fetoye-destekte-israrci/ Wed, 10 Aug 2022 16:28:50 +0000 https://yekvucut.com/?p=56644 DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, sık sık FETÖ’cülere sahip çıkmasıyla gündeme geliyor. Partinin İstanbul Milletvekili Yeneroğlu, Twitter’da FETÖ...

DEVA Partili Mustafa Yeneroğlu FETÖ’ye destekte ısrarcı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, sık sık FETÖ’cülere sahip çıkmasıyla gündeme geliyor. Partinin İstanbul Milletvekili Yeneroğlu, Twitter’da FETÖ tutuklusu Ferhan Nakıboğlu’na destek paylaşımı yaptı. Naksan Holding davası kapsamında “FETÖ’ye yardım ve yataklık” suçundan 2 yıl 1 ay hapis cezası alan Nakıboğlu, 9 Ağustos’ta cezaevine gönderildi. Cahit Nakıboğlu’nun eşi Nakıboğlu’nun tutuklanması FETÖ’cülerin tepkisine neden olurken, örgütün meclisteki temsilcilerinden Yeneroğlu da sessiz kalmadı. Yeneroğlu, yaptığı paylaşımında şu ifadeleri kullandı: “65 yaşındaki bir teyzeyi terör örgütüne yardım ve yataklıktan mahkum etmişler, cezaevine gönderiyorlar. Suçu legal bankaya para yatırmak. Madem suç, o tarihte banka nasıl faal olabiliyor? Uydurulmuş suçlarla milletin hayatını cehenneme çevirdiniz. Yatacak yeriniz yok!”

deva-partili-mustafa-yeneroglu-aciklamasi

DEVA Partili Yeneroğlu’nun “legal” dediği Bank Asya

DEVA Partili Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, FETÖ’nün kapatılan finans kuruluşu Bank Asya‘yı “legal” diyerek aklamaya çalıştı. Bu da partinin Genel Başkanı Ali Babacan‘ın zamanında Bank Asya’yı nasıl desteklediği konusunu tekrar gündeme getirdi. Bank Asya, 17-25 Aralık sürecinden sonra kamu kurumlarının yatırdığı paraları çekmesi üzerine krize girdi. FETÖ, bu krizi aşabilmek için örgüt mensuplarının bankaya para yatırması çözümünü buldu. FETÖ’nün iki numaralı ismi Mustafa Özcan, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile yaptığı telefon görüşmesinde elebaşından onay aldı. Ardından FETÖ elebaşının doktoru Kudret Ünal, FETÖ mensubu iş adamlarına Bank Asya’ya para yatırmaları konusunda baskı yaptı. FETÖ’cü iş adamlarından 300 milyon dolar isteyen Ünal, bu paraları yatırmaları halinde 15-20 Umre sevabı kazanacaklarını söyledi. Bu yüzden Bank Asya’ya Ocak 2014’te para yağmaya başladı. Örgüt mensupları, evlerini ve arabalarını satarak, başka bankalardan kredi çekerek bankaya para yatırdı. Mart 2014’te Bank Asya’nın Katar’lı Qatar Islamic Bank ile ortak olacağına dair haberler dolaşıma sokuldu. Böylece bankanın hisseleri yüzde 6,73 yükseldi. Ağustos 2014’te ise Bank Asya Katar ile hisse satışı için yaptıkları görüşmeleri sonlandırdığını duyurdu.

deva-partili-mustafa-yeneroglu-aciklamasi

Ali Babacan Bank Asya için devreye girdi

Bank Asya‘nın satılamayacağının anlaşılması üzerine örgüt içerisinde tekrar kriz çıktı. DEVA Partili Ali Babacan, tam bu dönemde devreye girdi. 24’e çıkan Babacan, Ziraat Bankası’nın Bank Asya’yı satın alacağını söyledi. Bu açıklamanın ardından Bank Asya’nın hisseleri adeta uçuşa geçti. Hisselerin günlük değer artışı yüzde 8.26’ya ulaştı. Ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başdanışmanı Yiğit Bulut, 360 TV’de Babacan’ın açıklamalarını yalanladı. 

Babacan’ın geçmişte Bank Asya için yaptıkları, bugün partisinin FETÖ’ye olan desteğiyle birleşince çelişkiye mahal vermiyor. DEVA Partisi, KHK’lıları görevlerine iade edeceklerine dair sık sık açıklamalar yapıyor. DEVA Partisi, 20 Mayıs’ta “KHK Mağduriyetleri Eylem Planı”nı açıklamış ve FETÖ’cülerin takdirini toplamıştı. 

KAYNAK: İHANET ÇETESİ

DEVA Partili Mustafa Yeneroğlu FETÖ’ye destekte ısrarcı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Henri Barkey : Fetullah Gülen ile görüştüm https://yekvucut.com/feto-gercekleri/henri-barkey-fetullah-gulen-ile-gorustum/ Wed, 10 Aug 2022 16:00:28 +0000 https://yekvucut.com/?p=56640 Eski CIA Danışmanı Henri Barkey, TELE 1 kanalında yayına katıldı. Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) gerçekleştirdiği darbe girişiminde yer...

Henri Barkey : Fetullah Gülen ile görüştüm yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Eski CIA Danışmanı Henri Barkey, TELE 1 kanalında yayına katıldı. Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) gerçekleştirdiği darbe girişiminde yer almakla suçlanan ve hakkında yakalama kararı bulunan Barkey, FETÖ ve 15 Temmuz’a ilişkin açıklamalarda bulundu. FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’le görüştüğünü itiraf eden Barkey, konuştuklarını hatırlamadığını iddia etti. Kendisine 15 Temmuz’da neden İstanbul’da olduğu sorulan Barkey, aylar öncesinden hazırlanan bir konferans için tesadüfen İstanbul’da bulunduğunu ileri sürdü. 15 Temmuz’u FETÖ’nün gerçekleştirip gerçekleştirmediğine yönelik düşüncesi sorulan Barkey, “Siz 200 general ve amiralin FETÖ’cü olduğuna inanıyor musunuz?” şeklinde yanıtladı.

“15 Temmuz’da tesadüfen İstanbul’daydım”

Merdan Yanardağ’ın eski CIA Danışmanı Henri Barkey’e, 15 Temmuz’da neden İstanbul’da olduğunu sorması üzerine Barkey şunları söyledi:

“Büyükada’daki konferansın hazırlanışı aylar sürdü. Bu konferans Orta Doğu’daki ülkelerin Obama’nın İran anlaşmasına reaksiyondu. Orta Doğu’dan insanları Washington’a getirmek yerine İstanbul’a getirdim.”

Kendisi hakkında hazırlanan iddianameden rahatsız olduğunu ifade eden Barkey:

“Bu iddianame benim akademik kariyerimi zedeledi. Ayrıca Türkiye’den kimse benimle konuşmuyor. Korkuyorlar. Akademik kariyerim zedelendi. Çok çekiyorum bu yüzden” dedi.

“Fetullah Gülen ile bir kere görüştüm”

Eski CIA Danışmanı Henri Barkey, Fetullahçı Terör Örgütü ile ilişkisi olduğuna yönelik sorulara cevap verirken FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile görüştüğünü de itiraf etti. Barkey, şunları kaydetti:

“Cemaat bir zamanlar çok saygın bir örgüttü. Erdoğan’ın kendisi o cemaatle çalıştı. Bir de ona sorun. Ben bir araştırmacıyım, herkesle konuşurum. Bir kere Fetullah Gülen ile görüştüm, başka bir profesörle ziyarete geçtik. Aradan 30 sene geçti ne konuştuğumuzu hatırlamıyorum.”

henri-barkey-osman-kavala-nerede

Henri Barkey kimdir?

İstanbul doğumlu Henri Barkey, 2015-2017 yılları arasında Wilson Center’ın Ortadoğu Programı direktörü olarak görev yaptı. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Politika Planlama bölümünde Ortadoğu, Türkiye, Doğu Akdeniz ve istihbarat konularında faaliyet yürüttü. ABD bürokrasisinde “Türkiye uzmanı” olarak çalışan Barkey, uzun yıllar ABD’nin Ortadoğu ülkelerine yönelik istihbarat faaliyetlerinde kıdemli analist olarak çalıştı. CIA’nın Ulusal İstihbarat Konseyi (National Intelligence Council) başkan yardımcılığı yapan Barkey, uzun yıllar CIA Türkiye istasyon şefi ve Orta Doğu masası şefliği yaptı. FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in ABD’de ikamet etmesine ve Yeşil Kart (Green Card) almasına yardımcı olan Graham Fuller ile birlikte 1988’de “Türkiye’ni Kürt Meselesi” (Turkey’s Kurdish Question) adında ortak kitap yazdı.

Henri Barkey hakkında, FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’da gerçekleştirdiği darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında hakkında yakalama kararı var. İddianamede, Barkey’in 15 Temmuz darbe girişiminde rol aldığı belirtilmişti.

KAYNAK: FETÖ GERÇEKLERİ

 

Henri Barkey : Fetullah Gülen ile görüştüm yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
FETÖ’cü Mehmet Gündem Yunanistan’a kaçmak üzereyken yakalandı https://yekvucut.com/feto-gercekleri/fetocu-mehmet-gundem-yunanistana-kacmak-uzereyken-yakalandi/ Wed, 03 Aug 2022 18:39:10 +0000 https://yekvucut.com/?p=56569 Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) mensuplarının Yunanistan‘a kaçma girişimleri hız kesmeden sürüyor. Edirne’den yasa dışı yollarla Yunanistan’a kaçmaya çalışan...

FETÖ’cü Mehmet Gündem Yunanistan’a kaçmak üzereyken yakalandı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) mensuplarının Yunanistan‘a kaçma girişimleri hız kesmeden sürüyor. Edirne’den yasa dışı yollarla Yunanistan’a kaçmaya çalışan 20 terörist yakalandı. Yunanistan’a girmek isterken sınır polisi tarafından geri itilen şüphelilerin yakalanmasıyla, terör örgütlerinin iş birliği ortaya çıktı. Şüphelilerden; 16’sının FETÖ mensubu, 2’sinin PKK, 1’inin MLKP, 1’inin de DHKP-C’li olduğu tespit edildi. 2 FETÖ mensubunun aranması olduğu, birçoğunun da dosyasının istinafta onama beklediği belirtildi. Yakalanan şahıslar arasında, daha önce FETÖ elebaşıyla beraber geçirdiği 11 günü kitap haline getirerek yayınlayan FETÖ’cü Mehmet Gündem de bulunuyor. Eşiyle birlikte kaçmaya çalışan Değerli, tutuklanarak cezaevine gönderildi.

fetocu-mehmet-gundem-antalya

Jandarma pusu kurdu

Edirne’nin Enez ilçesinde Jandarma ekipleri, gece yurt dışına yasa dışı yollarla 6 kişinin kaçacağına dair bilgi aldı. Bunun üzerine harekete geçen ekipler, Yeni Mahalle bölgesinde pusuya yattı. Gece 01.30 sıralarında yola çıkan 1’i kadın 7 şüpheli, düzenlenen operasyonla yakalandı. Aralarında bir avukatın da bulunduğu bilgisi paylaşıldı. Yasa dışı yollarla Yunanistan‘a firar etmek isteyen FETÖ’cü Mehmet Gündem ile beraber eşi Mine Gündem de bulundu. FETÖ‘nün medya yapılanmasının önemli isimlerinden Gündem hakkında yurt dışına çıkış yasağı vardı. Gündem’in Edirne’nin Enez ilçesinde gece pusu kuran Jandarma tarafından yakalanmasıyla, FETÖ’cülerin en sık kaçtığı noktalardan olan Yunanistan’a kaçma planı suya düştü.

FETÖ’cü Mehmet Gündem kimdir?

Mehmet Gündem, Fetullahçı Terör Örgütü’nün kapatılan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’na üyeydi. FETÖ’cü Mehmet Gündem, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de aralarında bulunduğu birçok siyasetçinin biyografisini kaleme almıştı. Ayrıca, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile geçirdiği günleri de kitaplaştırmıştı. Gündem, 1 Kasım 2017 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kapatılan Gazeteci ve Yazarlar Vakfı’nın yönetici, üye ve çalışanlarına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınmıştı. “Silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan 6 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası alan Gündem, bir süre cezaevinde kaldı. Hakkında yurt dışına çıkış yasağı bulunan Gündem’in aldığı ceza dosyasının istinafta olduğu belirtildi.

KAYNAK: SABAH

FETÖ’cü Mehmet Gündem Yunanistan’a kaçmak üzereyken yakalandı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Osman Şimşek FETÖ’nün bir sonraki elebaşı mı olacak? https://yekvucut.com/gundem/osman-simsek-feto-yoneticiligine-mi-hazirlaniyor/ Sun, 31 Jul 2022 10:57:15 +0000 https://yekvucut.com/?p=56523 Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) içindeki kavgalar devam ediyor. Pensilvanya’daki örgüt merkezinin gündemi son aylarda oldukça hareketli. FETÖ elebaşı...

Osman Şimşek FETÖ’nün bir sonraki elebaşı mı olacak? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) içindeki kavgalar devam ediyor. Pensilvanya’daki örgüt merkezinin gündemi son aylarda oldukça hareketli. FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in hastalığı gündeme gelmiş, ardından Gülen’in sağlık durumuna ilişkin görüntüler paylaşılmıştı. Hakkında “Öldü, ölecek” yorumları yapılan teröristbaşı Gülen’in akıbeti her ne olursa olsun, örgüt içinde bir sonraki liderin kim olacağına yönelik tartışmalar oldukça şiddetli bir şekilde sürüyor. Örgütün kirli parası ve dolayısıyla gücün kimin eline teslim edileceği konusu kargaşaya neden olurken, örgütün kilit isimlerinden birinin Pensilvanya’dan ayrıldığını açıklaması, gündemi iyice hareketlendirdi. FETÖ elebaşının gözde isimlerinden Osman Şimşek, paylaştığı bir yazıyla Pensilvanya’daki dostlarına veda etti.

Osman Şimşek Cevdet Türkyolu kavgası kimin işine geldi?

FETÖ elebaşı ile Pensilvanya’daki örgüt merkezinde 23 yıldır faaliyette olan, örgütün mahrem yapılanmasını yöneten sözde mollalardan biri olan Osman Şimşek, örgütün aynı zamanda sosyal medya işlerini de yürütüyor. Herkül.org’un eski yöneticisi olan Şimşek, “veda” mektubunda Alabama’da Pakistanlı Müslümanların işlettikleri bir özel okul olan Iqra Math & Science Academy’de (IMSA) İslam ilimleri öğretmeni olarak çalışacağını belirtti. Ancak Şimşek’in mektubu, örgüt içinde depreme neden oldu. Çünkü Şimşek, örgütün en ünlü ve büyük kavgalarından birinin başrolünde yer almıştı. Firari FETÖ’cü Ahmet Dönmez’in yazılarıyla deşifre olan kavga, FETÖ elebaşının damadı ve özel kalemi Cevdet Türkyolu’nun Şimşek’i darp etmesiyle sonuçlanmıştı. Peki bu kavga nasıl başlamıştı?

FETÖ içerisinde mal varlığıyla sık sık gündeme gelen Türkyolu hakkında, örgütün ülke imamları şikayet içeren bir mektup yazdı. Bu mektup Şimşek’e iletildi. Şimşek de mektubu “Baş Yüceler Şurası”na götürdü. Üst düzey yöneticilerin mektubu FETÖ elebaşına iletme kararı alması üzerine mektuptan haberdar olan Türkyolu, Şimşek’e engel olmaya çalıştı. İkili arasındaki tartışma kavgaya dönüştü ve Türkyolu Şimşek’i herkesin içinde evire çevire dövdü.

Şimşek, daha sonra mektubu bir şekilde FETÖ elebaşına iletse de istediği sonucu alamadı. Mektuptaki iddialar yalanlandı ve Şimşek Pensilvanya’daki örgüt merkezinden kovuldu. Bu iddiaları, 14 Mart 2021’de yazdığı bir mektupla Şimşek doğruladı.

Şimşek, en son FETÖ elebaşının hastane videosunda görüntülenmişti. Hatta örgütün firari tetikçilerinden İsmail Sezgin, görüntülerdeki kişinin Şimşek olduğuna emin olamamış, daha sonra teyit ettirdiğini belirtmişti. Şimşek’in FETÖ elebaşının yakınlarında olmasına şaşırma sebebi de bu kavgadan sonra Şimşek’in örgüt merkezinden kovulmasıydı.

Ancak, Sezgin’in de, birçok örgüt mensubunun da göremediği bir şey var:

Bu kavga en çok Şimşek’in işine geldi!

Şimşek, hem FETÖ elebaşına yakınlığıyla, hem örgüt içerisindeki bu önemli kavganın faili olmasıyla örgüt içinde bilinen, sevilen ve bazı kişilerce “haksızlığa uğradığı” düşünülen bir isim haline geldi.

Muhalefet tabanın gözbebeği

Ayrıca, Osman Şimşek’in yıldızının bu kavga dolayısıyla parladığını söylemek de mümkün. Çünkü, örgüt içerisinde üst yönetim kadrosunda yer alan Cevdet Türkyolu ve örgütün eski Türkiye imamı Mustafa Özcan gibi isimlere muhalif olan büyük bir kitle var. Türkyolu, malvarlığıyla ve usulsüzlükleriyle kendinden bahsettiren, Özcan ise İsmail Büyükçelebi ile adı Atlanta’daki dolandırıcılık olaylarıyla anılan isimlerden. Türkiye’den kaçan iş adamlarının Özcan ve adamları tarafından milyonlarca dolar dolandırıldığı ortaya çıkmıştı. Örgüt yöneticilerinden Özcan, Büyükçelebi ve Naci Tosun’un bu durumları bildikleri halde engellemedikleri, örgüt üyelerinin sosyal medya paylaşımlarıyla gündeme gelmişti. Bu nedenle, Özcan ve Türkyolu, FETÖ elebaşının bir türlü vazgeçemediği ancak örgüt içinde kendilerine en çok muhalefet edilen örgüt yöneticileri arasında yer alıyor.

Bu nedenle Şimşek’in mektup çıkışı, örgüt içerisinde bir nevi “kahraman” ilan edilmesine neden olmuş ve genç olması avantajı nedeniyle de örgütün FETÖ elebaşından sonraki yöneticisi olması ihtimalini güçlendirmişti.

Mektup ne anlatıyor?

FETÖ elebaşının 23 yıllık öğrencisi Osman Şimşek tarafından yazılan “Elveda Pensilvanya, merhaba Alabama” isimli mektubu, düz bir vedadan ziyade, üstü kapalı birtakım içeriyor.

“Şayet şartlar vazife ve sorumluluklarımı yerine getirmeme müsaade etseydi, o melek-nümun insanlardan ve -zift havuzu medyasının gösterdiğinin aksine- cennet-âsâ bir uhreviliği olan bu mekândan ayrılmazdım. Heyhat, nasibimiz bu kadarmış.”

Açıkça sitem içeren bu cümleler, Şimşek’in istemeyerek gittiğini ortaya koyuyor. Şimşek, mektubun bir kısmında gidişiyle ilgili şu ifadeleri kullanıyor:

“Kendi talep ve tercihim”, daha sonra şunu ekliyor; “kıymetli ağabeylerimin teklif ve tasvibi, aziz Hocamızın izni ve rızası ile”

Şimşek, gidişinin önce kendi tercihi olduğunu, daha sonra örgütün üst yöneticilerinin bu şekilde uygun görmesi nedeniyle gittiğini belirtiyor. FETÖ elebaşının ise “izni ve rızası” olduğunu ifade etmiş. Yani, buradan net olarak anlaşılan şey, Şimşek’in gitmesine birileri karar verdi, FETÖ elebaşı ise buna onay verdi.

Şimşek, ayrıca;

“Keşke ismim gözlerinize ve kulaklarınıza sadece Hizmet gayretleri ile ilişseydi. Keşke mefkure kahramanlarının gönüllerini burkacak hiçbir haberin veya cümlenin içinde adım olmasaydı.” diyerek Cevdet Türkyolu ile kavgasını da tekrar gündeme getirdi mektubunda.

Mektubun ilerleyen kısımlarında ise şunları kaydetti:

“Dünkü duruşumdan pişman değilim; bundan sonra da -aklımın erdiği kadar- bedeli ne olursa olsun, hak ve hakikat safında yer alacağım.”

Yani, açıkça Türkyolu hakkındaki mektubu FETÖ elebaşına teslim etmekteki ısrarının doğru olduğunu, bu konuda pişman olmadığını ifade ediyor.

FETÖ içinde Osman Şimşek’e destek yağdı

Haliyle, bu kadar imalı bir mektup, örgüt içinde de kafa karışıklığına neden oldu. Bazı örgüt mensupları Osman Şimşek’in yanında yer alırken, bazıları da yazdıklarının ortalığı karıştırma maksadı taşıdığını söyleyerek Şimşek’i eleştirdi. 

 

Görüldüğü gibi, Osman Şimşek yoğun bir destek alıyor. Öyle ki, onu eleştirmeye çalışanlara bile had bildiriliyor. Tüm bunlar, artık örgütte suların asla durulmayacağını, liderlik kavgalarının bitmeyeceğini ve bir sonraki elebaşının kim olacağına dair en azından tabanın ciddi bir adayı olduğunu gösteriyor. Şimşek, her yaşadığı olayda bir şekilde parladı ve örgüt gündeminde sürekli kalmayı başardı. Bu nedenle, Fetullah Gülen’den sonra örgütün başına geçmesi en muhtemel elebaşı adayı olarak görünüyor. 

Osman Şimşek FETÖ’nün bir sonraki elebaşı mı olacak? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Avusturya FETÖ’cülere sahip çıkıyor https://yekvucut.com/feto-gercekleri/avusturya-fetoculere-sahip-cikiyor/ Fri, 29 Jul 2022 13:05:23 +0000 https://yekvucut.com/?p=56496 Avrupa’da FETÖ’cülerin en sık sığındığı ülkelerin başında gelen Avusturya’da, Türk kökenli 3 kişinin geçici olarak tutuklandığı haberi medyaya yansıdı. Avusturya...

Avusturya FETÖ’cülere sahip çıkıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Avrupa’da FETÖ’cülerin en sık sığındığı ülkelerin başında gelen Avusturya’da, Türk kökenli 3 kişinin geçici olarak tutuklandığı haberi medyaya yansıdı. Avusturya vatandaşı oldukları belirtilen 2 erkek 1 kadının, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) adına casusluk çalışması yaptıkları, FETÖ’cüleri ihbar ettikleri ileri sürüldü.  Soruşturma, Avusturya Devlet Güvenlik ve İstihbarat Müdürlüğü (DSN) ve Devlet Anayasayı Koruma ve Terörle Mücadele Dairesi (LVT) tarafından yapıldı. Soruşturma kapsamında, MİT’e bilgi aktardıkları belirtilen 3 kişi hakkında İnnsbruck Cumhuriyet Başsavcılığı’nın desteğiyle tutuklama talimatı verildi. Geçtiğimiz yıl 20 Haziran’da yapılan operasyona Avusturya özel görev gücü Cobra’nın da katıldığı belirtildi. Bu kapsamda gözaltına alınan 3 kişiden ikisinin Innsbruck cezaevine gönderildiği kaydedildi. Kurier gazetesinin haberine göre, sanıkların evlerinde yapılan aramalarda çok sayıda sd kart ve cep telefonu ele geçirildi. Sanıkların, Avusturya’nın batısında bulunan Tirol eyaleti ve Vorarlberg’da bulunan 800’e yakın FETÖ şüphelisini ihbar ettikleri ileri sürülüyor.

avusturya-feto-yapilanmasi

“Türkiye’ye girerlerse tutuklanacaklar” diyerek isimleri gizlediler

Avusturya’nın Kurier gazetesinin 28 Temmuz tarihli haberine göre, İçişleri Bakanı Gergard Karner, casusluk suçlamasını onayladı. Kurier, Türkiye’nin 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminden FETÖ’yü sorumlu tuttuğunu ve Ankara’ya göre Gülen yandaşlarının (FETÖ mensupları) terörist olduğunu belirtti. Tutuklanan şahısların bugüne kadar ihbar ettikleri isimleri paylaşmaktan çekinen gazete, “Türkiye’ye girerlerse tutuklanacaklar.” ifadelerini kaydetti.

Haberde, İçişleri Bakanı Karner’in, “Devlet Güvenlik ve İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı ve Tirol Anayasasını Koruma Devlet Dairesi, titiz, tutarlı ve isabetli soruşturmalar yoluyla temel demokratik değerlerimizin korunmasına önemli katkılarda bulundu.” şeklindeki açıklaması yer aldı. Innsburck savcılığından bir sözcünün, zanlıların tutuklama başvurularının reddedildiği, ancak temyiz başvurusunda bulunulduğunu söylediği belirtildi.

Avusturya FETÖ sempozyumuna izin vermişti

Avusturya, FETÖ yapılanmasının güçlü olduğu Avrupa ülkeleri arasında bulunuyor. FETÖ, 2017 yılında, Avusturya Harp Akademisi’nde sempozyum organize etti. FETÖ elebaşının onursal başkanı olduğu Friede Diyalog Enstitüsü ile Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın, Katolik Kilisesi’nin Din ve Barış Enstitüsü partnerliğinde düzenlenen sempozyumda, Gülen’in mesajları paylaşıldı. 27 Şubat’ta yapılan “Ekstremizmi Önlemede Dinin Rolü” başlıklı sempozyum, 5.5 saat boyunca devam etti. 17 ülkenin diplomatik temsilcisinin yanı sıra Almanya ve Avusturya’nın dışişleri bakanlıklarının “Dinlerarası Diyalog” ile “Dinlerin Barış Sorumlulukları” ünitelerinin başkanları da katılım sağladı. 
 

 

Avusturya FETÖ’cülere sahip çıkıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>